Bilim teknoloji

Antarktika’yı deneyimleyen Prof. Dr. Ağırbaş'dan 'turistik gezi tehlikesi'ne vurgu

Mehmet Can PEÇE- Osman Kubilay KÜÇÜKMUSTAFA/RİZE, (DHA)- ULUSAL Antarktika Bilim Seferi'nden yurda dönen Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, deneyimleri ve bilimsel çalışmaları hakkında konuştu. Yaklaşık 700 mil yol katettiği Horseshoe Adası'nda, iklim değişikliğine bağlı olarak yüksek seyreden deniz suyu ve atmosferik hava sıcaklarının büyük buz kütlerinin erimesine neden olduğuna yönelik tespitlerde bulunan Ağırbaş, son yıllarda önemli oranda artan turistik amaçlı gemilerle yapılan seyahatlerin, Antarktika'nın hassas ekosistemine zarar vereceğine dikkati çekti. Ağırbaş, "Bu ekosistemleri koruyamazsak, maalesef dünyamızı da koruyamayacağımızı düşünmekteyim" dedi.

RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş ile Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ülgen Aytan'ın geliştirdikleri projeler, TÜBİTAK tarafından desteklenen çalışmalar arasında yer aldı. RTEÜ'lü bilim insanları; Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonu tarafından bu yıl 8'incisi gerçekleştirilen, Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nde araştırmalarda bulunmak üzere Türk Bilim Üssü'nün yer aldığı Antarktika'daki Horseshoe Adası'na gitti. İklim değişikliği ve fitoplanktonları HPLC cihazı ile inceleme fırsatı bulan Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, denizel ortamda meydana gelebilecek değişiklikleri analiz edip, kıtanın iklim değişikliği konusunda araştırmalarda bulundu. Doç. Dr. Ülgen Aytan ise 'Plastik Kirliliği, Kaynakları ve Risk Analizi' projesi ile kıtada plastik kirliliği ve olası ekosistem risklerine yönelik incelemeler gerçekleştirdi. 20'si Türk 24 bilim insanının projelerini gerçekleştirdiği ekip, uzun yolculuğun ardından yurda döndü.

DENEYİMLERİNİ ANLATTI

Prof. Dr. Ertuğrul Ağırbaş, deneyimleri ve bilimsel çalışmalarıyla ilgili DHA’ya konuştu. Yaklaşık 700 mil yol katettiği Horseshoe Adası'nda, iklim değişikliğine bağlı olarak yüksek seyreden deniz suyu ve atmosferik hava sıcaklarının büyük buz kütlerinin erimesine neden olduğuna yönelik tespitlerde bulunan Ağırbaş, turistik amaçlı teknelerle yapılan seyahatlerin son yıllarda önemli oranda arttığını ve bu durumun Antarktika’nın hassas ekosistemine zarar vereceğine dikkati çekti. Prof. Dr. Ağırbaş, katılmış olduğu son bilimsel seferde özellikle cruise gemileriyle yapılan turistik seyahatlerin, insan kaynaklı karbon ayak izini daha da artırdığını gözlemledi.

'ÇOK ERKEN BUZ PARÇALARININ KOPTUĞUNU GÖRDÜK'

Kıtanın son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisi altında olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ağırbaş, "Son 50 yılda maalesef dünyanın kara kutusu olarak nitelenen, bilim ve barışa adanmış bir kıta olarak adlandırılan Antarktika Kıtası, ciddi anlamda küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkisi altında. Son yıllarda ciddi anlamda yapılan kruvaziyer gibi yolcu gemileriyle beraber insan kaynaklı karbon ayak izinin daha da arttığı dikkat çekmekte. Bu bizim arzu ettiğimiz bir durum değil. Çünkü bu sene önceki senelerden farklı olarak çok erken dönemlerde buz parçalarının koptuğunu gördük. Bizim çalışmalar yürüttüğümüz dönemde çok büyük buz kütlelerinin koptuğu rapor edildi. Bu ciddi anlamda ısınmanın bir göstergesi. İnsanlar her zaman içlerinde var olan merakla, keşfetme arzusuyla farklı ortamlara gitmek istiyorlar. Fakat kutup ekosistemleri ciddi anlamda, gerçekten korunması gereken pozisyonda. Bunu koruyamadığımız zaman dünyanın dengesi bozuluyor" dedi.

'FAALİYETLER SADECE BİLİMSEL AMAÇLI OLMALI'

Kıtaya seferlerin sadece bilimsel nitelikte olması gerektiğine değinen Prof. Dr. Ağırbaş, "Maalesef farklı ülkeler bu anlamda turistik seyahatler, planlamalar düzenliyorlar ama uluslararası Antarktika Sözleşmesi'nde korunan bir bölge olsa da hak sahipliği eden ülkelerimiz var. Fakat hiçbir ülkenin yönetiminde olmayan bir bölge. Arjantin ve Şili başta olmak üzere birçok ülke orada çalışmalar yürütüyor. Belki turistik seyahatlerde de katkıları vardır. Ama amacımız, bu tarz faaliyetlerin olabildiğince minimuma indirilmesi, yapılacak seferlerin sadece bilimsel amaçlı olması. Çünkü bu ekosistemleri koruyamazsak, maalesef dünyamızı da koruyamayacağımızı düşünmekteyim" diye konuştu.

'DENİZ SUYU SICAKLIĞI YÜKSEK SEVİYEDEYDİ'

Bölgede yaptıkları örneklemelerde deniz suyu sıcaklığını yüksek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ağırbaş, "Projemizde bu küresel ısınma ve iklim değişikliğine ilk etapta doğrudan tepkiyi veren, canlı gruplar olan organizmaların mevcut durumunu belirleyip, sonrasında ise beraberinde hidrografik parametrelerle cihazıyla ölçtük. Şu an gelinen noktada baktığımız zaman bazı verileri aldık. Hala analizlerimiz devam ediyor. Ama şu aşamada şunu söyleyebiliriz; deniz suyu sıcaklığı gerçekten yüksek derecedeydi. Özellikle adaya indiğimiz ilk zamanlarda atmosferik hava sıcaklığı da sıfır dereceden beş santigrat derecelere kadar çıktığı kayıtlara geçti. Bu değerler bile çok yüksek. Çünkü arzu ettiğimiz bir durum değil. Çünkü buralar dünyamızın sigortaları çünkü iklim regülasyon görevlilerinde, soğuk ve sıcak su akımlarının oluşmasında bu ekosistemler çok önemli. Bu sistemlerinin dengesinin bozulmasını, dünya denizinin bozulması olarak adlandırılabilir" dedi.

'22 NOKTADA EKSTRA ÖLÇÜMLER ALDIK'

Bilim seferi kapsamında daha önce risklerden dolayı alınamayan örneklendirmeleri de yapabildiklerini aktaran Ağırbaş, "Bu seneki seferlerimizde Türkiye Dağları Federasyonu Başkanı Profesör Doktor Ersan Başar hocamızın da liderliğiyle beraber King Corsh Adası'ndan itibaren Türk Bilim Kampı'nın olduğu Horseshoe Adası'na kadar olan güzergahta aşağı yukarı 22 noktada ekstra ölçümler alma şansımız oldu. Bunu şöyle kıyaslama imkanı bulabiliriz. Karadeniz kıyısında Hopa'dan tutun, Bulgaristan sınırına kadar olan bir mesafeyi bir gemi yolculuğuyla katettik. Bu noktalarda ara ara ölçümler aldık. Çok büyük bir mesafede çalıştık. Ve daha da önemlisi, önceki yıllarda sefere katılan diğer araştırmacıların deniz buzluğundan dolayı risklerin olduğu adanın güneyinde örnekleme imkanı bulduk. Bu anlamda aslında adanın komple 4 tarafından ölçüm alma imkanı bulduk. Bu adanın korunması, daha doğrusu Antarktika ekosistemine yönelik daha sağlıklı bir veri elde etme imkanı sağlamış olduk" diye konuştu. (DHA)