Ahmet KORKMAZER/ NEVŞEHİR, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bütün gücümüzde, bütün imkanlarımızda diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak Türkiye Cumhuriyeti olarak biz çatışmacı değil, uzlaşmacı bir diplomasi yapıyoruz. Barış istiyoruz. Bölgemizde ve dünyada daha adaletli bir yapı istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bunu yaparken bir taraftan da kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmek durumundayız. Güçlülerin merhametine güveneceğimiz bir dönemde değiliz” dedi.
Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş-ı Veli'nin hakka yürüyüşünün 754'üncü yıl dönümü dolayısıyla anma etkinliği düzenlendi. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen anma etkinliğine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Alevi dedeleri ve çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşan Cevdet Yılmaz, “Gönüller piri Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin huzurunda sizlerle bir arada bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hakka yürüyüşünün 454’üncü yılında Türkistan kaynağından doğup Yesevi irfanıyla Anadolu'da kök salan Hacı Bektaş Veli'yi hürmetle rahmetle yad ediyorum. Cenab-ı Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Hünkar Hacı Bektaş-i Veli hikmeti, irfanı ve sevgiyi sözün ötesine taşıyan yaşantısında bu değerleri ortaya koyan bir gönül sultanıydı. Nişabur'dan başlayan hikmet seferi Ahmet Yesevi nefesini taşıyan Horasan Erenleri'nin omuzlarında Anadolu'da mayalandı. Asırlar boyunca kardeşliği, dayanışmayı ve ortak vicdanı besleyen bir medeniyet iklimi inşa etti. Hazreti Hünkar'ın irfan çerağında ayrılık, ötekileştirme, ben sen çekişmesi ya da kin yoktur. Birlik, dayanışma ve kardeşlik vardır. Fikirleri milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirmiş, bugün değerini daha iyi anladığımız evrensel mesajlarıyla tüm insanlığa ışık tutmuştur” ifadelerini kullandı.
‘MERHAMETİN, VİCDANIN, ADALETİN SESİNİ, GÜCÜNÜ YÜKSELTMELİYİZ’
Sorunların üzerine kararlılıkla gittiklerini aktaran Yılmaz, “Hükümet olarak bölgemizde barışı tesis etmek için çabalarken kendi iç huzurumuzu bozan, milli birlik ve beraberliğimizi zayıflatan sorunların üzerine de kararlılıkla gidiyoruz. Maalesef bölgemizde ve küresel düzeyde çok iyi bir dönemden geçtiğimizi söyleyemem. İçe kapanmaların çatışmaların, kavgaların arttığı bir dünyadayız. Küresel düzeyde de bölgesel düzeyde de jeopolitik gerilimlerin, ekonomik menfaat savaşlarının yoğunlaştığı bir dönemdeyiz. Esasında bu tür dönemler Hünkar'ın mesajlarına da en fazla ihtiyaç duyduğumuz dönemlerdir. Dünyanın bu gidişatına kendimizi kaptırmadan ahlakın, merhametin, vicdanın, adaletin sesini, gücünü yükseltmeliyiz. ‘Güçlüyüm, istediğimi yaparım’ gibi bir anlayışa hiçbirimizin prim vermemesi lazım. Maalesef bunu görüyoruz. Gazze'de görüyoruz” diye konuştu.
‘TEK BAŞINA BİLGİ YETMİYOR’
Gazze konusuna değinen Yılmaz, “Geçmişte Yezit ne yaptıysa bugün Gazze'de Netanyahu aynısını yapıyor. Çocukları, kadınları, sivil masum insanları aç, susuz ölüme mahkum ediyor. Bütün dünyanın gözleri önünde bunu yapıyor. Bunu çok iyi görmemiz lazım ve nerede duracağımıza buna göre karar vermemiz lazım. Zalimlerden yana mı olacağız, mazlumlardan mı yana olacağız? Güçlüyüm diye her dilediğimi yaparım diyenlerden mi yana olacağız? Yoksa haklının yanında mı olacağız? Değerli arkadaşlar, elbette biz şehitler Sultanı Hazreti Hüseyin'den yana olacağız. Elbette Gazze'de hunharca katledilen masum Filistin halkından yana olacağız. Burada Hacı Bektaş Veli'nin dergahının hemen gölgesinde tüm insanlığa da bu çağrıyı yapmak istiyoruz. Bir insanlık ittifakına ihtiyacımız var. Bilgiyle, kuru bilgiyle bir şey olmadığını en iyi Gazze'de görüyoruz. Teknolojik olarak çok ilerlemiş, bilimde çok ilerlemiş toplumların ne kadar büyük katliamlar yapabildiğini, soykırımlar yapabildiğini hep birlikte görüyoruz. Demek ki bilgi tek başına yetmiyor değerli canlarım. Tek başına bilgi yetmiyor” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYANIN NERESİNDE MAZLUM VARSA ONUN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Bilginin ahlakla, merhametle ve adaletle birleştirilmediği sürece, bilginin güçlülerin elinde bir araca dönüşebildiğini söyleyen Cevdet Yılmaz, “Yapmamız gereken işte bu hikmetle, bu bilgiyle merhameti, adaleti, şefkati bunları birleştirmek ve bunu yapabilecek en zengin coğrafyalardan biri Anadolu coğrafyası. Burada irfan var. Burada büyük bir medeniyet mirası var. İnşallah Anadolu'dan bu ışık bütün insanlığa bu zor zamanlarda da yol gösterir. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin ve dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yanında olmaya devam edeceğiz.
Dinini, ırkını, etnik yapısını, mezhebini sormadan, kimliğine bakmadan mazlum kimse mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Zalimlerin de karşısında olacağız. Bütün gücümüzde, bütün imkanlarımızda diplomasinin bütün imkanlarını kullanarak Türkiye Cumhuriyeti olarak biz çatışmacı değil, uzlaşmacı bir diplomasi yapıyoruz. Barış istiyoruz. Bölgemizde ve dünyada daha adaletli bir yapı istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bunu yaparken bir taraftan da kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmek durumundayız. Az önce dedim ya, güçlülerin merhametine güveneceğimiz bir dönemde değiliz” dedi.
‘İKTİDARIYLA MUHALEFETİYLE BÜTÜN PARTİLERİN OY BİRLİĞİ VAR’
Cevdet Yılmaz, bölgede emperyalist bir takım projeleri, tuzakları boşa çıkarmak için mutlaka kardeşliği, birliği, beraberliği yüceltmeleri gerektiğini aktararak, “‘Terörsüz Türkiye’ dediğimiz süreç işte tam da budur. Bu bölge üzerinde kendi menfaatleri için, siyasi veya ekonomik menfaatleri için bu bölge üzerinde oyunlar kuranlara, tuzaklar kuranlara en güzel cevaptır. ‘Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle, doğulusuyla, batılısıyla, kuzeylisiyle, güneylisiyle 86 milyon biriz, beraberiz, kardeşiz’ diye dünyaya haykırmak lazım. Bu süreç ile ilgili olarak önemli bir aşamaya gelmiş durumdayız. Meclisimizde de bir komisyon kuruldu. Gerçekten güzel bir çalışma yapılıyor. İlk iki toplantısında da oy birliği var. İktidarıyla muhalefetiyle bütün partilerin oy birliği var. İnşallah böyle de devam eder. Çünkü bazı konular vardır ki bunları biraz siyaset üstü parti siyaseti üstü görmek gerekir. Bu ülkenin bu devletin bekası için medeniyetimizin bekası için bazı konuları da siyasetin dışına taşımamız lazım. İnşallah başladığı gibi devam eder ve komisyonumuz inşallah güzel çalışmalarda bulunur. Onu temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ORTAKLIKLARIMIZ DA VAR, FARKILIKLARIMIZ DA’
Bir taraftan Terörsüz Türkiye'yi inşa ederken manevi değerleri ve büyükleri de hatırlamak gerektiğini aktaran Cevdet Yılmaz, “Şunun altını ben çizmek istiyorum. Ortaklıklarımız da var, farklılıklarımız da var. Hiç kimse kimseyi asimile etmeye de çalışmasın, horlamaya da çalışmasın. Herkes herkesi olduğu gibi kabul etsin. İşin öz sözü budur. Allah'ımız bir. Kitabımız bir. Peygamberimiz bir. Ehlibeyt sevgimiz bir. Devletimiz bir. Bayrağımız bir. Vatanımız bir. Varsın geri kalan da farklı olsun. Önemli olan bu ortaklıklara sımsıkı sarılmaktır. Ortak olduğumuz şeylere sımsıkı sarılacağız. Farklılıklarımıza da saygı göstereceğiz. İnsanlar nasıl düşünüyorlarsa, nasıl tercih ediyorlarsa o şekilde en rahat şekilde yaşayacaklar. Geçmişte bir sürü tabular vardı. Kim ne derse desin. Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na tabuları kırdığı için ben buradan şükranlarımı sunmak istiyorum” diye konuştu.
‘TABULARLA, YASAKLARLA BİR TOPLUM, SAĞLIKLI BİR GELECEK İNŞA EDEMEZ’
Geçmişte, toplumda bazı konularda tabular olduğunu söyleyen Yılmaz, “Başörtüsünde de tabu vardı. Kürtçe konuşmada da tabu vardı. Alevi meselesinde de tabu vardı. Bunların hepsi şimdi kalktı. Toplumumuz rahatladı. Tabularla, yasaklarla bir toplum sağlıklı bir gelecek inşa edemez. Bugün çok daha demokratik bir ortamda, farklılıklara saygı duyulan bir ortamda aynı bayrağın altında, aynı devlette, aynı vatanın eşit vatandaşları olarak yaşıyoruz. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Kimsenin kimseyi ötekileştirmediği, itmediği bir kültür ortamı, bir siyaset ortamı içinde yaşamak hepimizin ideali olmalı diye düşünüyorum. Bizleri etnik veya mezhebi fay hatları üzerinden bölmeye çalışanlara, çatıştırmaya, kavga ettirmeye çalışanlara işte bu meydandan Hacı Bektaş-i Veli Hazretlerinin gölgesinde onun mirasını hep birlikte bugüne taşıyarak en güzel cevabı veriyoruz. En güzel mesajı veriyoruz” dedi.
‘7 İLİMİZDE 13 CEMEVİ TAMAMLANMA AŞAMASINA GELMİŞTİR’
Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bugüne kadar ülkemizin dört bir yanında çalışmalar yürüttüğünü aktaran Cevdet Yılmaz, “60 ilimizde 2 bin 102 cemevi tespit edilmiş ve her biri ile ilgili somut bazı adımlar atılmıştır. Bakım, onarım ve tefrişat taleplerine cevap verilmiştir. Deprem bölgelerinde yıkılan veya ağır hasar gören cemevleri içinde adımlar atılmış. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla iş birliği içinde 7 ilimizde 13 yeni cemevinin yapımına yönelik altyapı çalışmaları tamamlanma aşamasına gelmiştir. Kültürel mirasımızın korunması amacıyla Aleviliğin yazılı kaynaklarını teşkil eden 116 eserin günümüz Türkçesine kazandırılması için çalışmalar başlatılmıştır. Gençlerimizi Hacıbektaş-i Veli Gençlik Kampı'nda erenlerin izinden ziyaret programlarında ve Anadolu'nun manevi duraklarında bu başkanlık buluşturmuştur. Bu çalışmalar inanç ve kültür hayatımızın zenginliğini geleceğe taşımak, kardeşlik bağlarımızı daha da güçlendirmek için atılmış önemli adımlardır. Yeter ki biz dayanışmamızı, istişaremizi gönül bağlarımızı korumayı devam ettirelim” ifadelerini kullandı.
BAKAN ERSOY: BU TOPRAKLARIN KÖKLERİNDE YATAN KÜLTÜRÜ YAŞATMAK TARİHİ SORUMLULUKLARIMIZDAN BİRİDİR
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise “Hakka yürüyüşünün 754’üncü sene-i devriyesinde Hacı Bektaş-i Veli Hazretlerini rahmetle yad ediyor, Anadolu’nun irfan ocağı, birlik ve muhabbet kaynağı olan bu kutlu diyarda hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Bu vesileyle asırlar önce Anadolu topraklarında bilgi, sevgi ve hikmet tohumları eken hak aşıklarına Allah'tan rahmet diliyorum. Bugün o hak aşıklarının ektiği tohumlar sayesinde yolumuza emin adımlarla ilerliyor, onların bize tavsiyeleriyle istikamet üzere hayatımızı sürdürüyoruz. Asırlardır bu kadim topraklarda, ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ çağrısından yükselen kutlu ses, kardeşliğimizin en veciz nasihati ve hepimizin ortak vicdanı olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ısrarla her ortamda hatırlattığı bu ses; barışın, sevginin, kardeşliğin sesidir. Bu toprakların köklerinde yatan bu sesi ve kültürü yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önemli tarihi sorumluluklarımızdan biridir” diye konuştu.
‘HACI BEKTAŞ-İ VELİ YAZMA ESER KOLEKSİYONUYLA İLGİLİ ÇALIŞMAMIZI TAMAMLADIK’
Bakan Ersoy, bu mirası geleceğe taşıyacak projeler üretmeye devam edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Alevi-Bektaşi kültürünü bu milletin tarihsel ve kültürel zenginliği olarak güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle sizlerle güzel bir gelişmeyi de paylaşmak istiyorum. Alevi-Bektaşi tarihinin en temel kaynaklarını ihtiva eden, yazma eser çeşitliliğiyle Bektaşiliğin hafızasının yazılı ve sözlü sürekliliğini tek blok olarak muhafaza etmesi özelliğiyle sahasının en zengin koleksiyonu olan Hacı Bektaş-i Veli Dergahı Yazma Eser Koleksiyonuyla ilgi çalışmamızı da tamamladık. 296’sı Türkçe, 110’u Arapça, 56’sı Farsça toplam 465 eserin tamamı dijitalleştirildi ve kataloğu hazırlandı. Koleksiyonda, Hacı Bektaşi Veli öğretisinin temel kaynağı kabul edilen Makalat’ın 6 ayrı yazma nüshası bulunmaktadır. Koleksiyon 12 Ağustos’ta saat 15.00’da Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın resmi web sitesinde erişime açılıyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bu çok kıymetli çalışmanın kültür dünyamız için hayırlı olmasını diliyorum.” (DHA)