AK PARTİ NEVŞEHİR İL BAŞKANLIĞI'NI ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Nevşehir'de düzenlenen Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi'nin ardından valilik ve çeşitli ziyaretlerde bulundu. Son olarak geldiği AK Parti Nevşehir İl Başkanlığı'nda açıklamalarda bulunan Yılmaz, "Son 22 yılda dünya ekonomisi ortalama yüzde 3.3- 3.4 büyürken Türkiye ekonomisi yüzde 5.3 büyümüş, yıllık ortalama. Bu bir yıl için düşük bir fark gibi görülebilir ama 20 yıl, 22 yıl böyle bir farkı koruduğunuz zaman ülkeyi bir başka yere getirmiş oluyorsunuz. Asıl o farkı oluşturan, ülkenin bir yerden çok farklı bir yere gitmesini sağlayan o 1.5- 2 puanlık fark. Bunu AK Parti başardı. Bugün tabii ki dünyada sıkıntılar var, ülkemizde sorunlar var. Hangi ülkede sorun yok? Bütün dünya sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Dünyada o eski dönem yok. Yani eski bazı dönemlerde dünya ekonomisinin çok hızlı büyüdüğü, dünya ticaretinin çok geliştiği bir dönemde değiliz. Bir taraftan ticaret savaşları yaşanıyor. Bir taraftan jeopolitik gerilimler, savaşlar yaşanıyor. Bloklar arası çatışmalar var. Çin ve ABD başka birtakım çatışmalar. Bütün bu ortamda, 'dünya ekonomisi bugün 2.5 büyüyecek' diyorlar. Ortalamanın altında. Dünya ticareti o kadar bile büyümeyecek. 1.7 büyüyecek diyorlar. Hatta bazı kurumlar 'negatife gidecek' diyorlar. Böyle bir ortamdayız. Dünyayı bir defa görmeden, dünyanın halini, gidişatını görmeden hiçbir ülkenin ekonomisini değerlendirmek doğru değil" ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi lideri Arıkan, Destici’yi ziyaret etti
Saadet Partisi lideri Arıkan, Destici’yi ziyaret etti
İçeriği Görüntüle

'450 BİN HAK SAHİBİNE KONUT VERECEĞİZ'

Pandemi etkilerinden sonra ülke olarak çok daha yüksek bir performans sergilendiğini ifade eden Yılmaz, "Diğer yandan tarihimizin en büyük depremini yaşadık. Bakın deprem yaşandı. Bazıları zannediyor ki deprem gecesi bitince deprem bitmiş oluyor. Öyle değil. Asıl iş o zaman başlıyor. Yüz binlerce konut inşa ediyoruz şu anda. 450 bin hak sahibine konut vereceğiz. Bunun dışında kendisi çalışanlara da başka ilave yapanlara da destek oluyoruz. Kentsel dönüşümler yapıyoruz. Bu sayı onun da üstünde. Konutla kalmıyor olay. Altyapıyı yeniden inşa ediyoruz. Yollar, elektrik, doğal gaz bütün bağlantıları yapıyoruz. Sosyal tesisler, eğitim, sağlık, hastanesi, okulu, ekonomiyi canlandırmaya çalışıyoruz. Organize sanayi bölgelerinden teşviklere, desteklere varıncaya kadar. Bütüncül bir deprem bölgesini ayağa kaldırma programı uyguluyoruz. Bu çok ağır büyük. İyi ki AK Parti yönetimi varmış son 20 yılda. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan varmış. Bütçemiz çok şükür, belli bir sağlamlıkta olduğu için bu yükü ülke olarak kaldırabiliyoruz. Bu sene sonu aşağı yukarı büyük oranda toparlamış olacağız. Gelecek seneye daha az bir yükümüz kalacak inşallah" diye konuştu.

'ŞU ANA KADAR YAPTIĞIMIZ HARCAMA 70 MİLYAR DOLARI AŞTI'

Deprem harcamalarına değinen Yılmaz, "Toplamda baktığınızda 100 milyar doların üzerinde bir yükten bahsediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız harcama 70 milyar doları aştı. İşte bunu Türkiye Cumhuriyeti yaptı. Gücünden dolayı yaptı. Güçlü olmasa bugün deprem bölgelerimizin hali nasıl olurdu takdirlerinize bırakıyorum. Bunu yaparken bir taraftan da ülkemizin en temel meselesi enflasyon. Vatandaşımız da bunu öncelik olarak görüyor. Biz de bir millet hareketi olarak, milletin içinden gelmiş bir parti olarak her zaman şunu söylüyoruz; milletimizin talep ve beklentisi neyse bizim siyasetimizi o yönlendirir. Bizim rotamızı millet çizer. Önceliklerimizi millet belirler. Bunu da bize aktaran kimdir? Teşkilatlarımızdır. Teşkilatlarımız kılcal damarlar gibi adeta toplumu dinlerler. Onlardaki talepleri, beklentileri bizlere aktarırlar. Biz de politikalarımızı buna göre şekillendiririz. Dolayısıyla şu anda birinci önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Geçen sene mayıs ayında yüzde 75'in üstüne kadar çıkmıştı. Uyguladığımız kararlı programla geçtiğimiz ay 37.9'a kadar düştü. Yani artık geldiğimiz noktada 40'ın altında, 37.9'lardayız. Yıl sonunda 30'un altı, 20'li rakamlardan artık bahsedeceğiz inşallah. Hedefimiz bu. Giderek tek haneli rakamlara doğru gideceğiz" dedi.

'TEK YAPTIKLARI POPÜLİZM'

Enflasyonu düşürmenin kolay bir mücadele olmadığını aktaran Yılmaz, "Her mücadelenin bazı yan etkileri olabiliyor. Hangi politikayı uygularsanız uygulayın kolay değil. Ama biz enflasyonu düşürmeden kalıcı bir refah sağlayamayız. Başkaları gibi biz 'ne aldatan oluruz ne aldanan oluruz' diyoruz. İnsanların gözünü kısa vadede boyayan ama orta uzun vadede onlara hiçbir şey kazandırmayan söylemlerle, politikalarla vatandaşımızın sorunlarını çözemeyiz. Muhalefete bakıyorsunuz tamamen popülizm. Ben size Allah aşkına burada soruyorum. Ana muhalefet partisinin, 'Ben 10 sene sonra Türkiye'nin demokrasisini şuraya taşıyacağım, ekonomisinde şöyle bir vizyonum var, teknolojisini şöyle dönüştüreceğim. Şu yatırımları, şu projeleri yapacağım' dediğini duydunuz mu? Keşke olsa. Hiçbir vizyon yok, hiçbir plan yok, hiçbir politika yok. Tek yaptıkları popülizm. Yani vatandaşın bir takım yaşadığı sorunları gündem yaparak hükümeti vatandaşın gözünde zayıflatma çabası. Enflasyon yüksekken bu popülist söylemler biraz daha etkili olabiliyor. Enflasyon düştükçe göreceksiniz o popülist söylemlerin etkisi de daha fazla hissedilmeyecek, zayıflayacak. Vatandaşımız çünkü görüyor. Vatandaşımız akıllı. Vatandaşımız kimin ne yaptığını, nerede durduğunu, ne söylediğini gayet iyi bizden daha iyi takip ediyor" ifadelerini kullandı.

'BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANINA YÖNELİK YOLSUZLUK SORUŞTURMASINDAN DOLAYI SOKAKLARI KARIŞTIRDILAR'

AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın bu toplumun ana damarı olduğunu söyleyen Yılmaz, "Kim ne derse desin. Bu ülkenin bu toplumun ana damarıdır. Sorunlara çareyi çözümü yine AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı oluşturacaktır. Bundan hiç kimsenin bir tereddüdü olmasın. Diğer taraftan şunu da ifade etmek isterim. Türkiye'de, bir büyükşehir belediye başkanına yönelik yolsuzluk soruşturmasından dolayı sokakları karıştırdılar. Sokaklarda bir güvenlik problemi görüntüsü oluşturuldu. Buna zemin hazırlandı. Marjinal birtakım gruplar, birtakım örgütler de sokaklara indiler. Bu görüntü kısa süreli olarak ekonomimizde bir etkilenme yaptı. Niye yaptı? Yabancı sermaye bu geziyi hatırladılar ve 'Gezi benzeri bir hadise mi olacak Türkiye'de? Uzun süre sokaklar mı karışacak?' diye bir endişeye kapıldılar. Sermayenin bir miktar ülkeden çıkışı oldu. Bunun etkilerini yaşadık. Bu etkiler tam duruldu, kısa sürdü aslında, çok uzun sürmedi. Çünkü vatandaşımız buna gerekli cevabı verdi. Sokaklarda bu görüntüler ortadan kalktı. Dolayısıyla o etki bir süre sonra normalleşti. Piyasalar artık o etkiyi görmemeye başladılar. Ama tam o sırada Trump etkisi devreye girdi. Üst üste geldiği için bunlar bir algı yanılsaması da oldu belki. Her şey sanki o içerideki gelişmelerle bağlantılıymış gibi görülüyor ama öyle değil. Dışarıdan bu sefer bir etki başladı. Dünyada bir ticaret savaşları başladı. Bu da bir belirsizlik oluşturdu dünya. Bir belirsiz ortam oluşturdu. Bu belirsiz ortam tüm gelişmekte olan ülkeleri etkiledi. Tüm gelişmekte olan ülkelere dönük risk algılarını yükseltti. Böyle olunca A ülkesi B ülkesi diye bakmadan sermaye gelişmekte olan ülkelerden Amerika gibi ülkelere kaymaya başladı" diye konuştu. (DHA)

Kaynak: DHA