Bakan Bolat, Kuzey Makedonya Maliye Bakanı Kochoska ile görüştü
Bakan Bolat, Kuzey Makedonya Maliye Bakanı Kochoska ile görüştü
İçeriği Görüntüle

Salih HÜDAVERDİ/ ANKARA, (DHA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanını her fırsatta hedef gösterenler, siyaseti meşru zeminden çatışma alanına çekmeye çalışanlar, 'daha çok CHP'li telef olacak' diyenler bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlere cesaret vermişlerdir. Bu saldırı münferit bir olay olarak kabul edilemez" dedi.

CHP'li Deniz Yücel, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) gündemine ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yücel, siyasetin kirli dilinin, dün Genel Başkan Özgür Özel’e yapılan alçakça bir saldırıyla kendini gösterdiğini belirterek, "Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e yönelen saldırı, iktidarın ülkemizde hâkim kılmaya çalıştığı, toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, düşmanlaştıran, muhalefeti ve muhalefet partisi liderlerini hedef gösteren siyasi ikliminden bağımsız değerlendirilemez. Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanını her fırsatta hedef gösterenler, siyaseti meşru zeminden çatışma alanına çekmeye çalışanlar, 'daha çok CHP’li telef olacak’ diyenler bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlere cesaret vermişlerdir. Bu saldırı münferit bir olay olarak kabul edilemez. Türkiye’nin birinci partisinin genel başkanına saldırmak, partimizin temsil ettiği halk iradesine saldırmak demektir. Genel Başkanımıza yönelen bu yumruk, aslında demokrasiye, yaşam hakkına, hukuka, barışa, birlikte yaşama kültürüne yönelmiştir. Yakın geçmişte; 'Senin de mezarını kazarlar' , 'Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak' söylemleri, genel başkanımıza yönelen şiddetin zeminini hazırlamıştır. Bununla birlikte iktidar adalet sistemini yamalı bohçaya çevirmiştir. Toplumda cezasızlık algısını yaymış ve bunu destekleyen yasaları, siyasi partilerin ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 'yaptım oldu' anlayışı ile çıkarmıştır. İki evladını öldürmekten hüküm giyen bu saldırgan, şayet bu kadar kısa sürede tahliye olup toplum içerisinde elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsa ve Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanının burnunun dibine kadar gelebiliyorsa, işte orada ülkenin adalet sisteminde de, infaz sisteminde de büyük bir sorun vardır. Bir ülkede iktidar partisi tarafından 9'uncu kez yargı reformu yapılıyorsa, İnfaz Kanunu 20 senede 42 kez değiştiriliyorsa ve bunlara rağmen ana muhalefet partisinin genel başkanı, iki evladını öldürüp de 16 sene hapis yatıp da tahliye olan bir eski hükümlü tarafından saldırıya uğruyorsa o ülkede ne ıslahtan ne infazdan ne de adaletten söz edilebilir” diye konuştu.

'KANAL İSTANBUL'A 'DUR' DİYEN YÖNETİCİLERİ HEDEF ALDILAR'

Yücel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diploma iptaliyle başlayan hukuksuzluklar silsilesi, kanal İstanbul yağmacılığına dur diyen bürokratların tutuklanmasına kadar devam etti. Hukuk olmayan bir ülkede her şey teker teker çöküyor. Bağımsız ve tarafsız yargıyı siyasetin elinde oyuncak haline getirenlerin Ekrem İmamoğlu korkusu da günden güne artıyor. Hiçbir dayanağı bulunmayan asılsız iddialarla, şaibeli gizli tanık beyanlarıyla tutuklanan Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargılama sürecindeki hukuksuzluklar, tarihe birer 'utanç vesikası' olarak geçecek. İlk andan itibaren her bir aşamasında ayrı bir hukuksuzluğa tanıklık ettiğimiz bu 'yargılama tiyatrosu' milletimizin vicdanında meşru değildir. 'Gördüm, duydum' dedikodusu yapan 'gizli tanıklarla' yola çıkan talimatlı yargı, bu bomboş dosyayı doldurma telaşı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir operasyon daha düzenledi. Yaratmaya çalıştıkları algının bir parçası olarak yine şafak vaktinde evlere baskın yapıldı. Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve yol arkadaşlarına yaptıkları yetmedi, ailesine, eşine dostuna varacak kadar, evladının kumbarasına el koyacak kadar çirkinleştiler. İstanbul’un temeline dinamit koymakla eşdeğer bir ihanet projesi olan Kanal İstanbul Projesi’ni sinsi sinsi başlatanlara 'dur' diyen İSKİ yöneticilerini hedef aldılar. Akıllarınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni fiili olarak çalışamaz hale getirecekler. Kurdukları kumpaslarla, bir yandan İstanbulluları hizmetsiz bırakacaklar, bir yandan da bu kadim kenti yağmalayacaklar. Hukuktan saparak, zorbalığa başvuranlar, CHP’yi, Ekrem Başkanı ve bürokratlarını susturacaklarını, geri adım attıracaklarını zannediyorlar. Ancak hukuksuzluktan gözü dönmüş AKP iktidarına rağmen, halka hizmet hız kesmeden devam edecek. Talimatlı yargınızla, muhalif kesim üzerinde sopa olarak kullandığınız tutuklamalarınızla, alnı ak, başı dik yurtseverleri Silivri zindanlarına doldursanız da, bizi durduramayacaksınız. Memleketteki bu hukuksuzluklardan, öğrencisinden sanatçısına, işçisinden esnafına herkes ama herkes etkilenirken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç gün aşırı 'Yargı bağımsızdır' diyor. Sen 'Yargı bağımsız' deyince bağımsız mı oluyor? Önce soruşturma başlatan, sonra delil arayan, delil bulamayınca medya dedikodusu ve yandaşların iddialarıyla süreci devam ettirmeye çalışan savcılarla, yargı nasıl bağımsız olabilir?" (DHA)

Kaynak: DHA