Salih TEKİN/ERZURUM,(DHA)- ERZURUM Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Bilgehan Savaşcı Temiz, çocukların suça karışmalarının önlenmesi için önleyici sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiğini ve eğitim sistemin çocukların duygusal gelişimine daha fazla yer verilmesi gerektiğini bildirdi. Temiz, "Çocuklar sadece mahkeme salonlarında değil; evde, okulda sokakta korunmalı" dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2023 yılında 537 bin 583 olarak gerçekleşti. 242 bin 875 çocuğun mağdur olarak, 178 bin 834 çocuk ise suça sürüklenme sebebiyle güvenlik birimlerine getirildi. Suça sürüklenme sebebiyle güvenlik birimlerine getirilen çocukların yüzde 39,8’ine yaralama, yüzde 20,8’ine hırsızlık, yüzde 7,7’sine pasaport kanununa muhalefet, yüzde 4,9’una uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, satma veya satın alma, yüzde 4'üne de tehdit suçları isnat edildi.

Mansur Yavaş’tan 'su tarifesi' açıklaması
Mansur Yavaş’tan 'su tarifesi' açıklaması
İçeriği Görüntüle

‘ÖNLEYİCİ SOSYAL POLİTİKİLAR GÜÇLENDİRİLMELİ’

Çocukların suça karışmaları ve çocuk adalet sistemiyle ilgili değerlendirmede bulunan Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Bilgehan Savaşcı Temiz, "Yasal çerçevemizin güçlü olduğunu söyleyebiliriz; ancak uygulamada gelişmeye açık alanlar var. Özellikle çocuklara sunulan psikososyal destek hizmetlerinin kapasitesi artırılmalı. Çocuklar sadece mahkeme salonlarında değil; evde okulda sokakta da korunmalı. Bu nedenle önleyici sosyal politikalar güçlendirilmeli, aileler desteklenmeli ve eğitim sisteminde çocukların duygusal gelişimine daha fazla yer verilmelidir. Çocuk adaleti sadece bireysel bir yargı meselesi veya bir ceza hukuku sorunu değil, bir sosyal sorumluluk meselesidir. Onlara karşı kurduğumuz adalet sistemi aslında kendimize karşı kurduğumuz sistemdir. Çünkü çocuklar, birey olmalarının yanı sıra toplumun en kırılgan aynasıdır. Onlara ne kadar adil, anlayışlı ve onarıcı davranırsak toplumsal barışımızı, vicdanımızı ve geleceğimizi de o kadar güçlü inşa etmiş oluruz" diye konuştu.

‘SOSYAL KORUMA MEKANİZMALARINI GÜÇLENDİREN SİSTEM KURMAK ZORUNDAYIZ’

Son yıllarda suça sürüklenen çocuklardaki artışa dikkat çeken Temiz, şunları söyledi:

"Çocukların suç örgütleri ya da çeteler tarafından araçsallaştırılması, bireyselden ziyade yapısal bir soruna işaret eder. Ancak burada dikkatli olmak gerekir. Ceza sistemini sertleştirerek bu çocukları suç örgütlerinin elinden kurtaramayız. Tam tersine bu çocukları bu tür yapılardan korumak için cezalandırıcı değil, önleyici ve koruyucu sistemler kurmamız gerekir. Mevzuatımızda zaten bu tür durumlar için düzenlemeler var. Ayrıca bu çocuklar çoğu zaman kendi rızalarıyla değil, baskı, şiddet ya da yoksunluk nedeniyle bu tür yapılara dahil olmaktadır. Bu nedenle çocukları suç örgütlerinin eline düşmeden önce destekleyen, yönlendiren, eğitim ve sosyal koruma mekanizmalarını güçlendiren bir sistem kurmak zorundayız."

‘HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL’

Bazen çocukların da tıpkı yetişkinler gibi yargılanması yönünde çağrılar yapıldığını ifade eden Temiz, "Bu hukuken mümkün değil. Türk Ceza Kanunun 31'inci maddesi uyarınca 12-15 yaş arası çocukların cezai sorumluluğu ancak fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olmasına bağlıdır ve bu durumda dahi ceza indirimi uygulanır. 15-18 yaş arası çocuklar ise tam cezai sorumluluğa yaklaşsalar da hala çocuk sayılırlar ve yine indirime tabi tutulurlar. Bu düzenlemeler çocukların gelişimsel ve psikolojik özellikleri dikkate alınarak getirilmiştir. Çocukları yetişkin gibi yargılamak, bilimsel ve hukuki gerçeklerle bağdaşmaz. Türkiye, çocuklara özel bir adalet sistemi kurmakla çok önemli bir adım atmıştır. Bu sistemi korumak ve geliştirmek hepimizin sorumluluğudur" diye konuştu.

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye taraf bir ülke olarak her çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakkını güvence altına aldığını ifade eden Temiz, "Bu haklar suça sürüklenen çocuklar için de geçerlidir. Ceza adaletinde çocuklara yönelik temel yaklaşım: cezalandırmak değil, eğitmek, onarmak ve topluma kazandırmak üzerine kuruludur. Bu yaklaşım hem insani hem de hukuki bir zorunluluktur" dedi. (DHA)

Kaynak: DHA