Gökhan İÇKİLLİ / SAMSUN, (DHA)- OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, “Türkiye, ekolojik çeşitliliği ve zenginliği ile her yerde her şeyi yapabilen bir ülke gibi algılanıyor. Halbuki ekolojik çeşitlilik bir avantajdır. Arazi değerlendirmesini doğru kullanırsak avantajı kullanmış oluruz” dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Sağlıkta Doğanın Gücü: Tıbbi ve Aromatik Bitkiler’ paneli Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde yapıldı. Panele İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Muharrem Özcan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, öğretim üyeleri ve çiftçiler katıldı. Ekolojik çeşitliliğin avantajlarını kullanmanın doğru arazi değerlendirmesiyle mümkün olabileceğini belirten OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Muharrem Özcan, “Türkiye, ekolojik çeşitliliği ve zenginliği ile her yerde her şeyi yapabilen bir ülke gibi algılanıyor. Halbuki ekolojik çeşitlilik bir avantajdır. Arazi değerlendirmesini doğru kullanırsak avantajı kullanmış oluruz. Yoksa çeşitlilik tamam ama ticarileşme yok. O yüzden hammadde üretmede sorunumuz yok. Bizim çiftçimizin aslında üretim sıkıntısı yok. Önemli olan ne için, kim için, nasıl ürettiği. Yani hedef kitleye ulaşıyor mu? Yalnızca hammadde olarak mı satıyorsunuz, yoksa bir işlem geçirmiş olarak mı satıyorsunuz? Bu seviyeye getirebilmek önemli. Onun için de bireysel hareketlilik değil, daha kitlesel üretim yapabilecek haraketliliği sağlamamız gerekiyor. Bu noktada tarım teşkilatlarımız sürekli sahanın içinde, Ziraat Fakültemiz içinde, ilçelerde yer alan yüksekokullarımızdaki bu alanlarda çalışan hocalarımız, akademisyenlerimiz içinde. Dolayısıyla bizden ziraatçilerden kime ne sorsanız karşılıksız bilgi alırsınız. Onun için bu konuda bir mazeret, bahane üretmemek lazım. Birlikte üremizi, çevremizi planlayıp, üretim planı oluşturup ona göre özellikle sanayisi ile entegre olması gereken işlerde bunu hiç aksatmadan yapmamız gerekiyor” dedi.
HER ANINDA VAR OLAN BİR SEKTÖR
Tarımın yalnızca gıda üretimiyle sınırlı olmadığını, insan yaşamının her alanına dokunduğunu dile getiren Prof.Dr. Muharrem Özcan, “Bugün mesela Samsun’daki en büyük sıkıntılardan bir tanesi marka olamamasıdır. Birçok ürün var, ovalarıyla coşan bir il ama birçok ürün için marka olamamış. Marka olmanın da bazı kuralları var. Farklılıkları ortaya koymanız lazım. Farklılık olsa bile koyamadığın zaman bunun kimse kıymetini bilmiyor. İnşallah bu duyarlılık içinde Samsun’da bu atılımlarla birlikte önemli noktaya gelir. Tarımı birçok kişi gıda olarak algılıyor. Halbuki tarım, insan yaşamında doğduğu andan öldükten sonra mezarlığını süsleyecek çiçeklere kadar her anında var olan bir sektör. Ne zaman kıyamet kopar, o zaman tarımla olan ilgi biter. Öbür tarafta ne olur onu bilmiyoruz tabi ki. Burada söylemek istediğim şey şu, tarım tüm hayatımıza dokunan bir sektördür. Şu anda gelinen noktada sağlık sektörüne bakarsanız, bir pandemi süreci yaşandı. Hep bağışıklığı güçlendirecek şeyler söylendi. Bunlar zaten vardı. Önemli olan düzgün almak. Şimdi geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamaları var. Yine bu uygulamalara yöneliyor. Ne geldi, fitoterapiler. Bunlar artık tedavi yöntemi haline gelmiş oldu. Bu ürünlerin hepsi tarımın gerek doğal programınızda yer alan gerekse ürettiklerimiz olarak yer alan ürünlerinden elde edilen hammaddelerdir. Bunu üretirken birlikte entegre olarak toplam üretimi işleyecek kapasite ile birlikte, oraya bir işletme tesisi de kuracak şekilde yönlendirme ile bu işi yaparsak ekonomik anlamda sürdürebilir oluruz. Sektörde de kalırız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. (DHA)