Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu'nda sunum yapan Dünya Engelliler Birliği Başkanı Metin Şentürk, 'Ben 7 çocuklu bir ailede doğdum. Baba tarafından gelen genetik körlük vardı ve 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı ve 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Tabii bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegane unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım' dedi.

TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Başkan Kasapoğlu, 'Biz, 'Herkes elinden geleni yapsın' gibi genel yaklaşımla bu süreçlere yaklaşmıyoruz. Hedefimiz şu; Sorumlusu belli, takvimi belli, göstergesi belli hedefler ve öneriler ortaya koymak. Engelliliğin önlenmesi başlığında aile hekimliğinin hangi noktalarda daha da güçlendirilebileceği, hangi destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulduğu ve saha tecrübesine dayalı olarak tecrübelerin, bilgilerin paylaşımı bizler için çok değerli. Tabii sizlerin bugün söyleyeceği her söz, yapacağınız her bir tespit, sunacağız her bir öneri hem bu süreç çalışmalarımız için hem Komisyon raporumuz için ve dolayısıyla da engelli bireylerimiz ve kronik hastalıklarla yaşayan insanlarımız için direkt bir katkı sağlayacak' ifadelerini kullandı.

'BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE ACINIZI DEĞİŞTİREBİLİYORSUNUZ'

Ardından Dünya Engelliler Birliği Başkanı Metin Şentürk, hayat hikayesini anlatarak, 'Ben 7 çocuklu bir ailede doğdum. Baba tarafından gelen genetik körlük vardı ve 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı ve 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Tabii bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegane unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz. Bir gün yatılı okuldan eve geldim ve annem ağlamış. Annem Kosovalı, okuma yazma bilmeyen ve lehçesi de tamamen Arnavutça gibi olan bir kadındı. 6 kişi de kör olunca evde ağlamış. Annemin ağlamasını anladım tabii, dedim, 'Niye ağladın anne?' 'Yok bre evladım, ağlamadım' dedi. Ağladın, ağlamadın, dedi ki, 'Evladım, çok üzülüyorum bre evladım, oldunuz hepiniz kör.' Ben de o ara böyle 13-15 yaşlarındayım, bir şey söylemeliyim ki annemi güldürebileyim veya bakış açısını değiştirebileyim diye düşünürken, 'Anne biz fakir değil miyiz?' dedim. 'Evladım, ayıp mıdır fakirlik?' 'Onu demiyorum, ya 6 kişi daha görseydi ışıkları yaksaydı, biz elektrik faturasını nasıl ödeyecektik' dedim. Şimdi, burada acısı değişmedi, acısı devam etti ama boynuma sarıldı, gözyaşları bir taraftan kahkahaları bir taraftan devam ederken, hayatta o gün ilk defa bir bakış açısının insanı o ses tonundan kahkahalara nasıl götürdüğünü görmüştüm' diye konuştu.

Bakan Fidan, Somali Limanlar ve Deniz Ulaştırma Bakanı Nur ile görüştü
Bakan Fidan, Somali Limanlar ve Deniz Ulaştırma Bakanı Nur ile görüştü
İçeriği Görüntüle

'TOPLUMUN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMELİYİZ'

Şentürk, toplumsal bilincin artırılması gerektiğini ve idrak konusunun önemli olduğunu ifade etti. Çocukluğu ile ilgili konuşan Şentürk, 'Yatılı okuldan döndüğümde sokakta gören çocuklarla oynardım. Çok yaralanırdım ben çünkü onlar gibi koşmak isterdim, onlar gibi kamyon kasalarına tırmanırdım, duvarlara tırmanırdım, onlardan daha çok yaralanırdım ama onlar da yararlanırdı. Onlar yaralandığında 3 gün ceza verirdi anneleri, derlerdi ki, '3 gün sokağa çıkmak yasak.' Benim o güzel annem, hayatımın mimarı olan meleğim, eve gelirdim, yaralarımı silerdi ve derdi ki, 'Hadi evladım, çık sokağa.' Düşünürdüm, derdim ya, 'Herkesin annesi ceza veriyor, bak, benimki ceza vermiyor, ne güzel.' Sonra şunu anladım: Annem hayattayken yaralanmayı ve yaralarımı silmesini yaşatsın bana ama o yokken daha az yararlanmak için formüller ürettim. Şimdi, evlatları sokağa çıkartmak, 'Sokağa atmak' demek değildir. Ailelerin sakladığı çocukların içinde çok cevherler var. Öyle çocuklar tanımıştım ki; hesap makinesine basıyorsunuz, 7 bin 860 ile 9 bin 884'ü çarpıyor, çıkan seslerden de sonucu söylüyor; bunu bana dünyayı verseniz yapamam mesela. Dolayısıyla çok akıllı çocuklarımız var. Onları öne çıkararak, onları sürükleyici pozisyona getirerek engellilerin ne kadar kabiliyetli, istenildiği zaman neler yapabileceğini anlatan hikayeler bulmalı, o hikayeleri toplumla paylaşmalı, toplumun bu konudaki bakış açısını biraz daha değiştirmeliyiz diye düşünüyorum' dedi.

'ASKERLİĞE DEVAM'

2013 yılında Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yürüttüğü mücadeleleri anlatan Şentürk, '12 yıldır bu birliğin başındayım. Genelde üçüncü dünya ülkelerine gelişmiş olan ülkelerden hizmetleri götürmeye, anlatmaya, hukukçularını eğitmeye, engelli haklarının kendi ülkelerinde aranması noktasında donanımlaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tabii, 52 tane birlik vardı; 39'u gayrifaal şu an itibarıyla, 13 tane faal birliğimiz vardı. Bu birlikle ilgili küresel mücadelem devam etmektedir. Bu mücadelede, yolculuk zor ama şimdi yeni kararlar aldık. Engelliliğe uygun kurumlar, kuruluşlar bizi arıyorlar, sertifika verme yetkim de var. Geçen sene Birleşik Arap Emirliklerinde 28 tane kuruma, kuruluşa engelliliğe uygunluk sertifikası verdik. Geçen ay yine Katar'da engellilik zirvesi vardı. Dolayısıyla bazı çalışmaları zor ama imkansız olmadığına inanıyoruz. O şartlarda birlik üzerinden faaliyetlerim de devam ediyor, askerliğe devam' dedi. (DHA)

Kaynak: DHA