Eraydın AYTEKİN-Arife Defne DOĞAN/SİVAS, (DHA)- SİVAS'ın Hafik ilçesinde köyüne ev yaptıran, eski manken ve sinema oyuncusu Engin Koç (66), büyük şehrin stresinden uzak zaman geçiriyor. 1980 ve 90'lı yıllarda birçok filmde rol alan ve podyumlarda boy gösteren Koç, "Burada insanın özüne dönüp de özüyle beraber, kendisiyle tanışması çok önemli. Onun için burayı seçtim" dedi.

Aslen Sivaslı olan, 1959'da İstanbul'da doğan Engin Koç, 16 yaşında mankenliğe başladı. Koç, 1976 yılında Ajda Pekkan, Cüneyt Arkın, Seyyal Taner, Sezen Cumhur Önal'ın jüri üyesi olduğu Saklambaç Gazetesi'nin 'Mankenler Kralı' yarışmasında 1’inci seçildi. Yıllarca podyumda boy gösteren Engin Koç, adım attığı sinema ve dizi sektöründe de onlarca projede yer aldı. Eşi Pınar ve oğlu Burga ile birlikte yaşayan Koç, yıllarca sık sık ziyaret ettiği, baba ocağı Hafik ilçesine bağlı Yeniköy'e ev yaptırdı. Eşi ve oğlu ile birlikte köydeki evinde yaz tatilinin bir bölümünü geçiren Engin Koç, bahçesinde toprakla uğraşıyor.

'HEDEFİM 6 AY BURADA KALMAK'

Köyüne hemen her yıl gelip gittiğini ve genelde akrabalarında kaldığını belirten Koç, bu nedenle kendine ait bir ev yapmak istediğini belirterek, "Burada insanın özüne dönüp de özüyle beraber, kendi olması, kendisiyle tanışması çok önemli. Onun için burayı seçtim. Başka bir alternatifi zaten yok, olamazdı zaten. Her zaman burada bir yuvam olsun, anahtarı bende olan ufak bir yerim olsun istedim. İşte Allah nasip etti böyle bir ufak bir prefabrik ev yaptık. Gelince kapısını açıp da içinde kalabileceğim bir yer. Bütün halalarım, köy bütün hepsi akraba zaten. Tabi yazları hep gelirdim ben buraya çocukluğumda da. Daha evvel geldiğimde halalarımda kalıyordum. Olmuyor tabi ev ev üstünde. Allah nasip etti bir ev yaptık" diye konuştu.

'BURASI BİR RESSAMIN TUVALİ GİBİ'

İstanbul'u sevdiğini ama kalabalığın insanı yorduğunu belirten Engin Koç, "İstanbul'da artık yaşamak istemiyorum. Çok insan kabalığı, enerjisi çok. Eskiden çok güzeldi, benim geçtiğim zamanlar. İstanbul hala güzel, çok keyifli bir yer ama bence uzun süre kalınacak bir yer değil artık. İnsanlar artık sakin, kafa dinleyecekleri, ruhları dinlenecekleri yer arıyor. Burada insan rahatlıyor. Ekinler oluyor, ekinler kesiliyor. Burada mevsimi görüyorsunuz yani. Önce yemyeşil bir doğa örtüsü sonra sarıya dönüyor. Yaşamda burası bir tuval gibi, bir ressamın tuvali gibi. Devamlı önünde bir fırça atan varlık gibisin görüyorsun her şeyi. Ben küçükken İstanbul'a geldim. Babam da şivesini hiçbir zaman kaybetmemişti. Ben de kaybetmedim. Gider gelirdik buraya. Bir de akrabalarımızı seviyoruz. Birbirimize iyi bir hısım oluyoruz burada" ifadelerini kullandı.

'GEÇMİŞİMDEN PİŞMAN DEĞİLİM'

Meslek hayatının kendisi için özel bir yeri olduğunu anlatan Koç, "Her yaşın, her zamanın kendine göre özelliği var. Onlar yaşanacakmış, yaşadık. Geçmişimden hiçbir zaman pişman değilim. Çünkü geçmişimde hatalar da yapmış olabilirim. Ama o zamanın diliminde öyleydi. Şu anda artık bilgelik zamanıma doğru yürüyorum. Yani artık işin erbabı olmak, yaşamın erbabı olmak diye bir şey vardır. Ama bu sonsuz yolculukta yola devam, durmak yok. Yani hep öğreniyorsun. Keşkelerim de olmuştur tabi. Ama olmamasının ihtimali yok. Her insan gibi ben de hata yapmış olabilirim. Zaten hata yapmaya geldik bu dünyaya. Ancak hata yapmayan peygamberlerimizdir. Herkes bir şey öğreniyor. Öğrene öğrene gidiyoruz. Ama açık büfenin önünde fazla oyalanmamak lazım. Her gün Çerkez tavuğu yenmez yani. Yersen mideni bozarsın. Devam edeceksin. Yeni yemekler, yeni insanlar, yeni görüşler. Herkesi kendin gibi bileceksin. Güzelce düşüneceksin" ifadelerini kullandı.

'MANKENLİĞİ DAHA ÇOK SEVDİM'

Romanyalı şarkıcı Otilia, Yalova'da düğün yaptı
Romanyalı şarkıcı Otilia, Yalova'da düğün yaptı
İçeriği Görüntüle

Yer aldığı sektörler içerisinde en çok mankenliği sevdiğini ama sinema ve dizi oyunculuğunun da önemli olduğunu belirten Engin Koç, "Sanat hayatında hiçbir şey bırakmadım. Şu anda kendime göre bir dizi olursa seve seve oynarım. Projelere her zaman açığım. Ben mesleğimi her zaman seve seve yaptım. Sevgili yönetmenim Temel Gürsu beni sinemaya soktu. İşte Banu (Alkan) Hanımla, Harika (Avcı) Hanımla, Hülya (Avşar) Hanımla, Serpil (Çakmaklı) Hanımla filmler çektik yıllarca. Vallahi ben mankenliği çok daha fazla sevdim. Benim ilk göz ağrım. Benim zamanımda 10 tane erkek manken vardı. 20 tane kız manken vardı yani. Bir de mankenlik benim dünya ufkumu açtı. Ben başarılı bir mankendim. Yurt dışında çok temsil ettim memleketimi. 20 tane yabancı mankenle tek Türk manken olarak dünyayı dolaştım 2 sene. Her yerde işte 'Engin Koç, From İstanbul, Turkey' diye yazdı ve benim gurur kaynağım oldu. Türkiye'yi temsil ettim ben burada. Çok güzel günlerdi. Herkese nasip olsun ama artık o yıllar yok. O mankenlik yok, o işler yok. Artık her şey çok mekanik. Yani işin duygusu kalmadı artık anlayacağınız" dedi.

'ESKİLERDE GÜZEL FİLMLER OLDU'

Eskiden film çekmenin daha zor olduğunu anlatan Koç, "O zaman Yeşilçam tabi, negatif çektiği için böyle dijital olmadığı için ve iyi rol yapamadığın zaman adam içinden sana öfkeleniyor. Çünkü adamın negatifini harcıyorsun. Onlar çöpe gidiyor. 'Engin doğru dürüst oyna' falan. Çok güzel filmler oldu eskilerde. Şimdilerde de güzel. Mesela 20 tane dizi çıkıyor sezon başında. Ondan sonra 3 tane, 4 tane dizi kalıyor, diğerleri eleniyor falan. Yani insanların favorisi olan diziler ve filmler kalıyor. İyi puanlar alıyor. Reyting almazsa gidiyor" diye konuştu.

Engin Koç'un eşi Pınar ve oğlu Burga Koç da köye ev yapmaları ve burada zaman geçirmelerinden dolayı mutlu olduklarını belirterek, köy hayatının içinde olmanın, doğayla baş başa olmanın huzur verdiğini söyledi. (DHA)

Kaynak: DHA