Canan İLARSLAN - Uğur GÜLBOY / İSTANBUL, (DHA)- AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş Uluslararası Aile Forumu'nun açılışına katıldı. Burada bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Uluslararası düzeyde daha güçlü bir aile diplomasisi geliştirmeliyiz. Tıpkı çevre, iklim ya da insan hakları gibi aile de artık küresel bir gündem maddesi olmalıdır. Kültürel değerleri koruyan ama evrensel ilkeleri de önceleyen işbirliği zeminini sürdürmeliyiz." dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş Uluslararası Aile Forumu'nun açılışına katıldı. Forumda 27 ülkeden bakanlar ve üst düzey politika yapıcılarla, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar da hazır bulundu. Forumda, dijitalleşmeden demografik değişimlere, kültürel dinamiklerden sosyal politikalara, aile kurumunun karşı karşıya olduğu küresel riskler, aile odaklı politikalar, aileyi uluslararası ölçekte güçlendirmek için neler yapabileceği ele alındı.

'BİREYSELLİĞİN ÖN PLANA ÇIKTIĞI BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ'

Forumun açılış konuşmasını yapabn Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Hepimiz biliyoruz ki insanlığın en kadim, en evrensel, en güçlü kurumu ailedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi 'Ailenin, toplumun çelik çekirdeği, özü, nüvesi, güç kaynağı' olduğuna inanıyoruz. Öyle ki aile kurumuna ikame edilebilecek başka hiçbir kurum yoktur. Bu anlamda aile toplumları ayakta tutan dinamik bir yapıdır. Medeniyetlerimizi inşa eden değerlerimizi yarınlara taşıyan temeldir. Fakat günümüzde aile kurumu büyük meydan okumalarla karşı karşıyadır. Hepimiz biliyoruz ki modernleşme hayatımıza pek çok kolaylık, imkan ve yenilik getirdi. Ancak bu süre hayatın her alanını etkilediği gibi aile kurumunu da derinden sarstı.Artık bireyselliğin ön plana çıktığı, sınırsız özgürlüğün yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. Bu bakış açısı aileyi toplumsal hayatın merkezinden çekip sadece kişisel bir tercihe indirgemeye başladı. Dayanışmanın yerini yalnızlık, bağlılığın yerini geçicilik, sorumluluğun yerini ise, sınırsız seçenekler alıyor. Diğer yandan aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme gibi küresel ideolojik akımlar hızla yaygınlaşıyor. Dijitalleşme, yüz yüze iletişimi azaltarak aile içi ilişkileri olumsuz etkiliyor. Teknolojik gelişmelerin dijitalleşmenin ve şehirleşmenin aileyi güçlendirmesi beklenirken çoğu zaman aile bağlarını zayıflatıyor. Modern hayatın dayattığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Gençler evlilikten uzaklaşıyor. Anne babanın rolleri zayıflıyor. Kuşaklar arası bağlar kopuyor" dedi.

'AİLE SAĞLIKLI BİR GELECEĞİN TEMİNATIDIR'

Doğurganlık oranlarında gerilemenin olduğunu belirten Göktaş, “Bugün geldiğimiz nokta yıllarca yürütülen kalkınma politikalarının aileyi ilerlemenin önünde bir engel gibi değerlendirmesinin sonucudur. Maalesef uzun yıllar pek çok ülkede doğurganlığın düşmesinin büyümeye katkı sağlayacağına inanıldı. Aynı nüfus mitiyle nüfus planlamaları adı altında müdahalelerde bulunuldu. Bu nedenle doğurganlık hızı birçok ülkede nüfus yenilenme seviyesinin altına düşmüş durumda. Bazılarında bu oran yüzde 1,0’in altına indi. Türkiye'de ise tarihimizin en düşük seviyesi olan yüzde 1,48’e geriledi. Nüfus azalması ve nüfusun yaşlanması birçok ülkede toplumsal yapıyı tehdit eden bir unsur haline geliyor. Diğer yandan göçler, afetler, savaşlar ve ekonomik baskılar, aileyi savunmasız bırakabiliyor. Tüm bu yaşananlar ekonomik gelişim, toplumsal dayanıklılık ve gelecek nesiller adına ciddi bir durumdur. Aile kurumunun ve demokratik yapıyı tehdit eden bu süreçler kültürler arası farklılıklar gösterse de kökeninde ortak dinamikler barındırıyor. Oysa biz biliyoruz ki aile sadece geçmişin değil sağlıklı bir geleceğin de teminatıdır. Bu gidişatı sorgulamak, modernleşmenin, küreselleşmenin gölgesinde aileyi ve dinamik nüfus yapısını nasıl koruyacağımızı yeniden düşünmek zorundayız. Bu nedenle aile bağlarını güçlendirecek kuşaklar arası dayanışmayı teşvik edecek adımlara ihtiyacımız var. Bugün bu zorlukları aşmak için ortak akıl ve güçlü bir irade, ortaya koymak gerekiyor" şeklinde konuştu.

'DAHA GÜÇLÜ BİR AİLE DİPLOMASİSİ GELİŞTİRMELİYİZ'

İstanbul - İBB ile Özel Halk Otobüsü şoförleri anlaştı; seferler devam edecek / Görüntü eklendi
İstanbul - İBB ile Özel Halk Otobüsü şoförleri anlaştı; seferler devam edecek / Görüntü eklendi
İçeriği Görüntüle

Ülkelerarası bilgi paylaşımının öneminden bahseden Göktaş, "Ülkelerarası bilgi paylaşımı, iyi uygulamaların aktarımı her zamankinden daha çok önem arz ediyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki hiçbir ülke bu sorunlarla tek başına mücadele edemez. Hepimizin yaşadığı bu ortak sorunlarımıza, ortak çözümler aramak durumundayız. Aileyi korumak sadece bir sosyal politika değildir. İnsanlığın ortak sorumluluğudur. Aileyi yaşatmak, insanlığı yaşatmaktır. Açıkça görülüyor ki ihtiyacımız olan aileyi merkeze alan ve ekonomik, kültürel psikososyal boyutlarıyla ele alan bütüncül politikalardır. Aile dostu şehir planlamasından eğitim politikalarına medya içeriklerinden, dijital platformlara kadar her alanda ailenin korunmasını önceleyen stratejiler oluşturmalıyız. Uluslararası düzeyde daha güçlü bir aile diplomasisi geliştirmeliyiz. Tıpkı çevre, iklim ya da insan hakları gibi aile de artık küresel bir gündem maddesi olmalıdır. Kültürel değerleri koruyan ama evrensel ilkeleri de önceleyen işbirliği zeminini sürdürmeliyiz. Aileyi güçlendiren uygulamaların izlenebileceği uluslararası göstergeler geliştirmek de bu çabanın önemli bir parçası haline gelmelidir. Bu kapsamda politika yapıcılar olarak uygulama koyduğumuz her politikanın şu sorulara cevap vermesi beklenmektedir. Yürüttüğümüz politikalar aile yapısını ve dayanışmasını destekliyor mu. Aile durmayı kolaylaştırıyor mu zorlaştırıyor mu. Çocukların sağlıklı gelişimi ve güvenliği açısından nasıl bir etki yaratıyor. Aile içi ilişkileri güçlendirecek sosyal ve ekonomik zemini sağlıyor mu. Bu sorular politikalarımızı aile perspektifinden yeniden ele almamızı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

'STRATEJİK BİR HEDEF ORTAYA KOYDUK'

Göktaş konuşmasının devamında, "Türkiye olarak geçtiğimiz yıl açıkladığımız ailenin korunması ve güçlendirilmesi vizyon belgesi ve eylem planı tam da bu sorulara yanıt arayan bütüncül bir yol haritasıdır. Bu belgeyle aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak, dijital güvenliği sağlamak, küresel risklere karşı aileyi dirençli kılmak, kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek gibi pek çok stratejik hedef ortaya koyduk. Bu hedefler doğrultusunda kurumsal yapımızı güçlendirdik. Kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığıyla politikalarımızı daha çok boyutlu bir yaklaşımla koordine etmeye başladık. Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında oluşturduğumuz Nüfus Politikaları Kuruluyla uzun vadeli ve sürdürülebilir demografi stratejileri geliştiriyoruz. Aile Enstitüsüyle aile ve demografi alanlarında bilimsel temelli politika süreçlerini yürütüyoruz. Tüm bu süreçlerin sonunda gördük ki aileyi güçlendirmenin yolu tekil projelerden değil. Toplumun tüm kesimlerini aynı hedefle buluşturan kapsamlı bir seferberlikten geçiyor. İşte bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle 2025 yılını Aile Yılı ilan ettik" dedi.

'AİLEYİ EVRENSEL BİR DEĞER OLARAK YENİDEN TANIMLAMALIYIZ'

Bakan Göktaş "Aile Yılı finansal desteklerden eğitime, kültürel etkinliklerden, dijital dönüşüme kadar uzanan çok katmanlı bir hareketin çatısıdır. Evlenecek gençlerimize ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sağladığımız destekler, ailelere yönelik özel indirim avantajları bu desteklerin sadece bir kısmını oluşturuyor. 7’den 70’e tüm aile bireylerini kapsayan bu politika ve faaliyetlerle aileyi daha güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli hale getiriyoruz. Tüm bu adımlar aileyi bir güç kaynağı olarak gören daha büyük bir vizyonun parçalarıdır. Bunlar sadece sembolik girişimler değil demografik gerçeklerle yüzleşen aile kurumunu canlandırmaya yönelik ulusal bir stratejidir. Bugün bizleri biraraya getiren bu forum da bu stratejinin uluslararası ölçekte paylaşılması açısından son derece kıymetlidir. Aile konusunu öncelikli gündem haline getirmek için yürüttüğümüz aile diplomasisinin önemli bir parçasıdır. Birlikte ortaya koyacağımız her katkı yarının ailelerini koruma ve güçlendirme çabamıza ışık tutacaktır. Bugün başlattığımız diyalog, küresel bir aile dayanışmasının temellerini atmaktadır. Sınırların, sektörlerin ve görüş farklılıklarının ötesinde birlikte hareket etmeliyiz. Aileyi evrensel bir değer olarak yeniden tanımlamalı, bu değeri yenilikçi çözümlerle savunmalıyız. Aksi halde çok yakın bir gelecekte kendimizi anaokullarının kapandığı, huzur evlerinin dolup taştığı, bağların dijital ama yalnızlığın salgın gibi yayıldığı bir dünyada bulabiliriz. Biz Türkiye olarak 'Güçlü toplum güçlü aileyle mümkündür' ilkesiyle hareket ediyoruz. 'Ailemiz geleceğimiz' diyoruz. Bu sadece bir slogan değil ortak hakikatimizdir. Gelecek nesillere daha adil, daha huzurlu, daha umutlu bir dünya bırakmak istiyorsak iş e aileyle başlamalıyız. Şunu unutmamak gerekir, sevgi, dayanışma ve adaletin hakim olduğu aileler gelecek nesillere bırakacağımız en büyük değerdir" dedi.(DHA)

Kaynak: DHA