Didem ERGİN-Şevval CİNDİR/ İSTANBUL, (DHA) - MARMARA Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 'Kişilerarası İletişim Sempozyumu'nda, dijital dönüşümün kişilerarası iletişime etkileri ile yapay zeka ve sosyal medyanın birey, kimlik ve kültür üzerindeki etkisi disiplinler arası bir bakış açısı ile ele alındı. Lisansüstü öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen sempozyumda sosyal bilimler ile tıp dünyasından isimler bir araya geldi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından dijital dönüşümün kişilerarası iletişime etkilerini anlamak, yapay zeka ve sosyal medya gibi teknolojilerin iletişim pratiklerini nasıl dönüştürdüğünü analiz etmek ve bu süreçte bireyin kimlik, kültür ve özgürlük alanlarını korumaya yönelik iletişim stratejileri geliştirmek amacıyla Ulusal Kişilerarası İletişim Sempozyumu düzenlendi. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü'nde lisansüstü öğrencilere yönelik olarak düzenlenen sempozyumda, kişilerarası iletişim alanında yeni perspektifler sunulması ve akademik iş birliklerine zemin oluşturulması amaçlandı.
'HER ŞEYİN BAŞI İLETİŞİM'

Sempozyuma katılan yüksek lisans öğrencisi Burçin Göğem, "Günümüzde kişilerarası iletişim artık bir boyut atlayarak çok daha farklı bir noktaya doğru evriliyor. Bununla alakalı aslında bakarsanız, bu dünyada iletişimin her şeyin başı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü iletişimle her şey değişiyor. Bir insana iletişimle dokunabiliyorsunuz. Bir durumun gidişatını iletişimle değiştirebiliyorsunuz. Dolayısıyla iletişimin dinamiklerine hakim olup bunu verimli bir şekilde kullanabilmek, gerçekten çok değerli. Biz de bu bölümde ve aynı zamanda bu seminerde çok değerli şeyler öğrenerek ve topluma katkıda bireyler olarak yolumuza devam etmeyi amaçlıyoruz" dedi.
'İKİNCİSİNİ ULUSLARARASI OLARAK YAPMAYI PLANLIYORUZ'
Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Serhat Ulağlı, "İçinde yaşadığımız topluma biz aslında bir simülasyon dönemi diyoruz. Yani olayların kendileri değil, olayları nasıl aktarıldığı ve bu aktarılanların nasıl algılandığı dünyanın gündemini belirliyor. Bu nedenle biz değişen, dijitalleşen, küreselleşen, dünyada insan ilişkilerinin başlangıç noktası olarak 'Kişinin kendi kendisiyle iletişimi' dedik. Bu nedenle de biz sanattan kültüre, siyaset biliminden spora her türlü branşı dahil ederek insanın kendine bakış açısını ele aldık. Ama daha önce hiçbir iletişim toplantısında olmayan yeni bir kavramı biz buraya dahil ettik. İnsanın bedeniyle birebir ilişkisini, yani biz buna 'Sağlık iletişimi' adını veriyoruz. Kişinin kendi sağlığıyla, kendi bedeniyle ruhu arasındaki ilişkinin, onun gündelik yaşantısına ve toplumsal davranışlarına nasıl etki ettiğini araştırmaya çalıştık. Ülkemiz bünyesinde pek çok üniversitenin katılımı ve Marmara Üniversitesi'nde ev sahipliğinde yaptığımız bu organizasyon iki gün devam edecek. Yüze yakın katılımcının bildiriyle katıldığı bu etkinlik birinci olarak, ulusal olarak yapıldı. Önümüzdeki yıl inşallah ikincisini uluslararası olarak yapmayı planlıyoruz" ifadelerine yer verdi.
'KALPTEN KALBE BİR YOL VARDIR GÖZLE GÖRÜLMEZ'
Sempozyumun konuşmacılarından Memorial Şişli Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Kalbin ruhsal ilişkisini, kalbin aurasını anlatmaya çalıştım. Hatta bugün bilim adamları bunları ispat etmeye çalışırken, bizim halk ozanlarının bile, 'Kalpten kalbe bir yol vardır. Gözle görülmez' dediklerini anlattım. Bugün artık gerek metafizik, gerek psikososyal olarak bunlar keşfedilmeye çalışılıyor. Ama bizim halk uzmanlarımız bunu zaten biliyorlarmış" dedi.
'DEPREM ALGISININ KİŞİNİN DENGE VE RUH DURUMUNU NASIL ETKİLEDİĞİNİ İRDELEDİK"
Özel bir üniversitenin Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yıldırım Bayazıt, "Bugünkü toplantıda kulak, burun, boğaz hastalıklarının psikosomatik etkileşimleri hakkında konuşmalar yaptık. Özellikle tinnitus, vertigo gibi, işitme kaybı gibi, kulak, burun, boğazı ilgilendiren hastalıkların psikosomatik etkileşimleri konusunda bilgi alışverişlerinde bulunduk. Bunun dışında tabii deprem algısının kişinin denge problemlerini nasıl etkilediğini, Vertigo'ya sebep olup olmadığı gibi konuları irdeledik. Bildiğimiz gibi bunlar toplumda sık görülen problemler. Tinnitus, Vertigo, aşağı yukarı 10 kişiden 3'ünde gözüken problemler. Bunların çoğu organik temelli olsa da bir kısmının psikolojik temelleri veya psikolojik etkileşimleri var. Bunları anlattık. Deprem algısının öncesi veya sonrasının kişinin denge ve ruh durumunu nasıl etkilediğini irdeledik" dedi.
'SAĞLIKTA İLETİŞİM TARAFININ NE KADAR GÜÇLÜ BİR PAYDAŞ OLDUĞUNU DİLE GETİRDİK'
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof Dr. Nurettin Yiyit, "Öncelikle bugün Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin misafiri olduk. Aslında tabi iletişim deyince bu işin sağlık tarafı, belki bu tür sempozyumlarda çok dile gelmiyor ya da konu edilmiyor olabilir. Ama bugün güzel bir şey yaptık. Sağlığın birçok profesyoneli, özellikle akademisyeni, sağlığın birçok alanını iletişimle birlikte değerlendirdi. Özellikle ben yıllardır sağlık yöneticiliği yapan biri olarak, aslında kurumsal anlamda iletişimin ne kadar önemli olduğunu dile getirdik. Biliyorsunuz sağlık aslında çok boyutlu bir iş. Yani bu işin sadece binası ve sağlık çalışanları değil, 24 saat dar bir alanda çok ciddi bir nüfusun yönetildiği ve sağlık çalışanlarının inanılmaz bir efor sarf ettiği bir ortamdan bahsediyoruz. Aslında bizim sağlık hizmeti verirken o yükün yanında, hastaların da bizim anlattığımız ve söylediklerimizden ne algıladığı ve kafasındaki soru işaretlerinin ne kadarını silebildiğimizin daha önemli olduğunu vurguladık. Aslında sağlıkta iletişim tarafının ne kadar güçlü bir paydaş olduğunu dile getirdik. Çünkü eğer bir kişi hastaneye gidiyorsa, belli ki mağdurdur ve derdi vardır. Derdinin çözülmesini bekliyordur. O kurumdan ayrılırken de hem derdi çözülmüş hem de sorularına cevap bulmuş, kafasındaki soru işaretleri silinmişse, bir de karşısındaki sağlık çalışanı onun derdiyle dertlendiğini hissettirebilmiş ve şefkatle merhametle yaklaşabilmiş ve bu hissiyatı aktarabilmiş ise, 'Muhtemelen doğru bir sağlık hizmeti veriyoruz' diye düşünüyorum. O anlamda da sağlığın, eğer ideal bir sağlık hizmeti vereceksek, iletişimin bunun ayrılmaz bir parçası ve kalitesini belirleyen bir unsur olduğunu dile getirdik. Faydalı ve güzel bir oturum oldu diye düşünüyorum" dedi. (DHA)