Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu toplandı. Komisyon Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Engelli istihdamı sadece bir sosyal politika konusu değil, ekonomi ya da hukuk metinlerinin konusu değil; emeğin, üretimin, hakkaniyetin ve toplumsal barışın tam da merkezinde olan bir ortak sorumluluk konusu" dedi.
Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışını yapan Kasapoğlu, "Bugün çalışma hayatı ve engelli bireylerin çalışma hayatındaki konumunu ve geleceğini konuşmak üzere bir aradayız. Engelli istihdamı sadece bir sosyal politika konusu değil, ekonomi ya da hukuk metinlerinin konusu değil; emeğin, üretimin, hakkaniyetin ve toplumsal barışın tam da merkezinde olan bir ortak sorumluluk konusu. Komisyon olarak bu sürece başladığımızda hep şunu ifade ettik. Engellilik sadece birkaç bakanlığın, birkaç grubun, birkaç kişinin ve Komisyonun konusu değil, eğitimden sağlığa, sosyal hizmetlerden istihdama, ulaşımdan yerel yönetime kadar her kurumun, herkesin, 86 milyonun sorumluluğu. İşte, bugün burada, bu sorumluluğun gerek sendikalar ve işveren örgütleri boyutunu ve gerekse diğer bu anlamda paydaşları ilgilendiren boyutunu ele alacağız" ifadelerini kullandı.
'KOTA SİSTEMİNİN RUHUNUN KORUNMASI ÇOK KIYMETLİ'
Engelli istihdamına yönelik Türkiye'de güçlü bir yasal çerçevenin bulunduğunu söyleyen Kasapoğlu, "Elbette hukuki çerçeve çok kıymetli ama bu hukuki çerçevenin sahada uygulanması bir o kadar kıymet arz ediyor. Elbette kağıt üzerinde var olan kota ve bununla birlikte sahada karşılaştığımız tablo bizlere çok daha gerçekçi bilgiler sunuyor. Asıl olan engelli bireylerin işe adil erişimini, kalıcı olmasını sağlamak ve sadece giriş kapısını açmak değil içerideki tüm koridorları da engelliler için erişilebilir hale getirmek. Komisyon olarak çalışmalara başlarken dört temel hedef ortaya koyduk. Birincisi, engelliliği sadece sosyal yardım ekseninde değil hak temelli bir bakışla ele almak. İkincisi, merkezi yönetim, yerel yönetimler, sivil toplum ve sosyal taraflar arasında sürdürülebilir bir zemini tesis etmek. Bir diğeri mevzuat ile uygulama arasındaki mesafeyi tespit edip bu mesafeyi azaltacak çözüm önerileri geliştirmek. Dördüncü olarak tüm engel grupları, bütün hayat evrelerini ve bütün bölgesel farklılıkları kapsayan bütüncül bir fotoğrafı ortaya koymaktır. Tabii istihdam noktasında işverenler ve işverenlerin bu anlamdaki sorumluluğu ve istihdam stratejilerine engelli istihdamı boyutunu ana eksenlerden biri olarak yerleştirip yerleştirmedikleri; o yüzden kota sisteminin ruhunun korunması çok kıymetli ve kotayla birlikte, 'Bu toplumun her alanında engelli bireylerin yeri vardır' iradesinin diri olması da çok kıymetli. Tabii ki bazı iş yerlerinde karşılaştığımız durum, kotanın bazen mecburen doldurulan bir tablo satırına dönüşmesi. Biz istiyoruz ki; bu anlayış değişsin ve engelli çalışan iş yerinde statü gereği değil katkısıyla, yetkinliğiyle ve emeğiyle var olsun" diye konuştu.
'İŞ ARAYAN 92 BİN ENGELLİ VAR'
Ardından Hak-İş Konfederasyonu Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Üyesi Ahmet Sarıtaş, sunum yaptı. Sendika bünyesinde Engelliler Komitesi kurduklarını aktaran Sarıtaş, 1 milyona yakın üye sayısının yüzde 1'inin engelli üyelerden oluştuğunu söyledi. Mevcut durum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Sarıtaş, "İŞKUR'dan aldığımız verilere göre; 25 bine yakın boş kontenjan olduğunu ve bununla birlikte 92 binin üzerinde engelli vasfıyla iş arayan, talep eden İŞKUR'a kayıtlı işçi var. Bu kontenjanların dolması ve istihdam sorununun çözülmesi önemli bir katkı sağlayacaktır. Bizler örgütlü olduğumuz iş yerlerinde gerçekleştirdiğimiz toplu iş sözleşmelerinde; engellilere özel maddeler koydurma gayreti içerisine girdik. Bu kapsamda işverenlerimizle yaptığımız müzakerelerde dört kategori var. Engelli işçilere veya bakmakla yükümlü oldukları engelli yakınları varsa brüt 3 bin 750 lira destek, engel durumuna göre 7 bin 500 liraya çıkan rakamlarda ek ödeme, istihdamda kalmalarını sağlama noktasında ve üzerlerindeki yükü hafifletmek anlamında destekler sağlıyoruz. Yine bununla ilgili engelli işçilerimizin örgütlü olduğumuz iş yerlerinin birçoğunda, gece vardiyası ve nöbet görevlerinden muaf tutuyoruz. Ayrıca engelli çocukları olan ebeveynler 10 gün mazeret izni, 10 güne kadar da ücretli izinler veriyoruz" dedi.
'MEVCUT KOTA SİSTEMİ, ÖZEL SEKTÖRDE ETKİN UYGULANMIYOR'
Sarıtaş engelli kota sistemi ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı:
"En önemli sorunlardan biri güzel uygulama örnekleri olmakla beraber, uygulamada yaşanan bazı aksaklıklarla ilgili çözüm önerilerimizi ifade edeceğiz. Bunların ilki mevcut kota sistemidir. Sahada özellikle özel sektörde etkin olarak uygulanamamaktadır. Bu kota sorunuyla ilgili caydırıcılıkların, yaptırımların etkin olmadığını ifade edebiliriz. Bir diğer nokta da, korumalı iş yerlerinin 5378 sayılı Kanun'la yürürlüğe giren korumalı iş yeri kanunlarının istediğimiz düzeyde yaygınlaştırılmadığı gibi yasal ve politik düzeyde kategorize ettiğimiz sorunlar. Bir diğer nokta, malumunuz olduğu üzere erişilebilirlik ve iş yeri standartlarıyla ilgili sıkıntılar var. Burada şunu önermek istiyoruz. Sadece engellilere yönelik yeni mimarilerde çalışmalar elbette yapılıyor ama kişilerin engelli olmasını ortadan kaldıracak mimari uygulamalara da geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yine, bakım odalarının vesairelerin, iş yerindeki yemek molalarının, iş güvenliği ihtiyaçlarının engelli çalışanlarımıza göre düzenlenmiş olması, bunların iş yaşamında motivasyonu artıracak noktalarda oryantasyon ve farkındalık eğitimini sadece engelli çalışanlarımıza değil bütün çalışanlarımıza yapılması da önerilerimiz arasında."
'AİLE BAKANLIĞI İSTATİSTİK BÜLTENİNİN TEKRAR YAYINLANMASINI İSTİYORUZ'
Sendikaların engelli üyeleriyle alakalı istatistiki bilgiye sahip olmaması üzerine komisyon üyesi milletvekilleri sorular sorarken sendika temsilcileri ise KVKK ve devlet kurumlarının veri paylaşımı yapmadığını öne sürdü. Ardından DİSK Genel İş Araştırma Dairesi Uzmanı Gökmen Mumcular, sunum yaptı. Mumcular, "Engellilere verilen maddi desteğin yanında işçilerden en az yüzde 40 ve üzeri engelli çocuğu olanları, engelli raporuna dayalı ve çalışan ebeveynlerden sadece birisi tarafından kullanılmak üzere toptan veya bölümler halinde 10 gün izinle veriliyor. Bunun dışında, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ve Engelliler Haftası'nın ilk gününde işçiler ücretli izne çıkarılıyor. Bizim uygulanmasını en çok talep ettiğimiz, olumsuz hava koşulları olduğu günlerde giriş ve çıkış saatlerinde engelli işçilere ayrıcalık tanınmasını, yardımcı olunmasını talep ediyoruz, bizim iş sözleşmelerimizde de bu var. Bizim bu istatistiğe erişmemiz için Aile Bakanlığı o istatistik bültenini tekrar yayınlamasını istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'300 ENGELLİYİ İSTİHDAM EDECEĞİZ'
TİSK Eğitim ve Gelişim Direktörü Gürhan Höke ise engelli istihdamının desteklenmesine yönelik birçok proje yürüttüklerini belirtti ve 'Engelsiz Gelişim Akademisi' üzerinden engelli bireyleri desteklediklerini ifade etti. Höke, "Öte yandan, AB hibesiyle yürüttüğümüz 'Mesleki Eğitim Alanında Kapsayıcı Uygulamalar' projesinde de iş gücü piyasasında yer alan özellikle de kurumsal şirketlerin engelli istihdamı ve gelişimi konusundaki iyi uygulamaların yaygınlaştırılmasına yönelik önemli çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca, İŞKUR'la imzaladığımız nitelikli iş gücü yetiştirilmesine yönelik iş birliği protokolü kapsamında, 'Engelli Bireylerin Mesleki Gelişimi ve İstihdamı Projesi'ni yürütmekteyiz. Bu kapsamda da binlerce çalışan ve çalışan adayı engellinin mesleki eğitimini desteklemeyi ve proje sonuna kadar da yasal yükümlülüklerin üzerinde TİSK ekosistemi bünyesinde 300 engellinin de istihdam edilmesini hedefliyoruz, bu doğrultuda da çalışmalar yürütüyoruz. Konfederasyonumuz komisyon üyesi olarak yer aldığı engelli para cezalarını kullanmaya yetkili komisyon ve benzeri birçok oluşum içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla uyum içerisinde çalışmalar yürütmekte. Engelli bireylere yönelik bu alanda halihazırda yürütülmekte olan birçok aktif iş gücü teşvik uygulamalarının olduğunu biliyoruz ve başta ekosistemimiz olmak üzere tüm kamuoyunun bu konuda bilgilenmesiyle ilgili de birçok çalışma yürütüyoruz. Burada, tabii birçok işverenimiz aktif iş gücü teşvikleriyle ilgili bilgi sahibi olmayabiliyorlar, biz de bunu en başta kendi ekosistemimiz ve aslında tüm endüstriye bunun duyurulmasıyla ilgili çalışmalar yürütüyoruz" ifadelerini kullandı.
'SUNUMLAR MECLİS İÇİN YETERLİ DEĞİL'
Sunumların tamamlanmasının üzerine söz alan Başkan Kasapoğlu, "Bu sunumlar Meclis için yeterli değil. Bu anlamda sizden spesifik bilgiler isteyeceğiz. Bunları belki daha net yazacağız, daha net konuşacağız ama bunlara ihtiyacımız var. Daha güçlü bir iletişime ihtiyacımız var, efendim biz bu noktada sendikalarımızı önemsiyoruz, önemli bir paydaş olarak görüyoruz ama sizin de bu işi önemsemeniz lazım" diye konuştu. (DHA)