İSTANBUL, (DHA)- ORGAN nakli olan adayların birçoğunun genç ve üreme çağındaki hastalardan oluştuğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, "Doğurganlık döneminde olan bu hastaların çocuk sahibi olma arzuları da iyileşme süreci ile birlikte artış göstermektedir. Organ nakli sonrası anne-baba olmak mümkün. Nakil sonrası oluşacak gebeliğin takibinde ekstra hassasiyet gösterilmeli ve tüp bebek tedavisine başlayan hastalarda duruma özgü değerlendirmeler yapılarak kişiselleştirilmiş tüp bebek tedavisi uygulanmalı” dedi.

Günümüzde organ nakli uygulamalarının sayısının giderek arttığını belirten Bahçeci Bursa Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, “Böbrek, karaciğer, kalp ve pankreas başta olmak üzere birçok organ ve dokunun nakli mümkündür. Kronik böbrek yetmezliği veya ciddi karaciğer yetmezliği görülen kadınlarda hipotalamik-hipofiz-over aksındaki bozulmaya bağlı olarak ortaya çıkan hormonal dengesizlikler yumurtlama fonksiyonlarını bozabilir ve bunun sonucunda adet düzensizlikleri veya adetlerin tamamen kesilmesi görülebilir” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Betül Dündar, “Başarılı geçen karaciğer ve böbrek nakli sonrası hastaların bir kısmında üreme fonksiyonlarında ve adetlerde düzelme sağlanmaktadır ancak bazı hastalarda üreme fonksiyonlarındaki bozukluk ve adet düzensizlikleri devam ederek infertilite problemlerine yol açabilir. Bu duruma bağlı olarak bazı hastalar çocuk sahibi olma istemiyle tüp bebek kliniklerine başvurabilmektedirler. Nakil olan bu hastalarda eşlik eden başka infertilite problemlerinin de söz konusu olabileceği unutulmamalı ve hastalar erkek faktörü, tüp tıkanıklığı, ileri kadın yaşı ve azalmış yumurta rezervi gibi diğer faktörler açısından da mutlaka değerlendirilmelidirler. Bu hastalarda tüp bebek tedavisine ne zaman başlanabileceği sorusunun cevaplanabilmesi için önerilen gebelik zamanlamasını göz önünde bulundurmak gerekir. Bu konuda bir fikir birliği olmamakla birlikte birçok uluslararası nakil derneğinin önerisi 1-2 yıl süresince gebeliğin ertelenmesidir. Bununla birlikte; gebeliğin nakledilen yeni organın fonksiyonlarını bozabileceği ve bağışıklığı baskılamak için nakil sonrasında kullanılması mecburi olan ilaçların kandaki düzeylerinde de dengesizliklere yol açabileceği konusunda hasta mutlaka bilgilendirilmelidir” diye konuştu.

Samsung Solve for Tomorrow programında Türkiye'yi küresel çapta temsil edecek takımlar belli oldu
Samsung Solve for Tomorrow programında Türkiye'yi küresel çapta temsil edecek takımlar belli oldu
İçeriği Görüntüle

‘NAKİL OLAN HASTALARDA KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TÜP BEBEK TEDAVİSİ UYGULANMALI’

Nakil olan hastalarda nakledilen organ veya dokunun reddi gibi anne adayının sağlığını ciddi olarak tehdit edebilecek durumlardan kaçınmak son derece önemlidir diyen Doç. Dr. Betül Dündar, “Nakledilen organ veya dokunun vücut tarafından kabulünü sağlamak için ömür boyu kullanılması zorunlu olan, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların tüp bebek tedavisine başlarken ve gebelik boyunca dozlarının ayarlanması gereklidir. Buna bağlı olarak bebeğin gelişimi açısından zararlı etkileri olan ilaçların kesilmesi ise büyük önem taşımaktadır. Tüp bebek tedavisine başlama kararı alan nakilli hastalar kapsamlı olarak değerlendirmeli ve tüp bebek sürecinde yapılan her müdahale kişiye özgü tüp bebek prensiplerine uygun olarak gerçekleştirilerek bu doğrultuda bir yol haritası çizilmeli” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Dündar açıklamalarına şöyle devam etti:

“Tüp bebek tedavisi sırasında yumurtalıkları uyararak elde edilen yumurta sayısını artırmak ve dolayısıyla gebelik şansını artırmak esastır ancak bu amaçla kullanılan ilaçların nakil olan hastalarda bazı komplikasyonlara sebep olabileceği göz önünde bulundurulmalı. Yumurtalıkların aşırı derecede uyarılması ile ortaya çıkan ve ovaryan hiperstimulasyon sendromu olarak adlandırdığımız tepki ile damar içindeki sıvının üçüncü boşluklara kaçışına bağlı olarak karında şişkinlik, akciğerlerde sıvı toplaması ve protein kaybı gibi hasta için büyük risk oluşturacak komplikasyonlardan kaçınılmalı. Bununla birlikte nakil olan hastalarda tekil gebelik elde etmek tedavide hassasiyet gösterilmesi gereken noktalardan biridir.”

‘NAKİL OLAN HASTALARIN GEBELİK TAKİBİNDE MULTİDİSİPLİNER BİR YAKLAŞIM BENİMSENMELİ’

Doç. Dr. Betül Dündar son olarak şunları söyledi:

“Organ nakli yapılmış olan vakaların gebeliği sırasında en sık karşılaştığımız problemler gebeliğe bağlı oluşan hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi, erken doğum tehdidi ve bebekte gelişme geriliği gibi gebelik komplikasyonlarıdır. Gebelik boyunca yakın takip ve ultrason kontrolü ile bu komplikasyonların önlenebilmesi mümkündür. Bu hastaların gebelik takiplerinde tedavilerinde olduğu gibi ekstra hassasiyet gerektiren bir yaklaşım benimsenmeli ve mutlaka bir perinatolog ile birlikte bu süreç yürütülmelidir. Böylelikle anne ve bebek sağlığı açısından başarılı sonuçların elde edilmesi mümkündür. Nakil gerçekleşmiş hastalarda tıbbi, etik, psikolojik ve sosyal açıdan multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi şarttır.”

Kaynak: DHA