Bölge

Prof. Dr. Oğuz Kurdoğlu: Karadeniz’in sıcaklığı ilk defa 29 dereceyi buldu

TRABZON,(DHA)- TRABZON’da Ortahisar Belediyesi ‘İklim Buluşmaları’ sempozyumunda konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Karaların yüzde 65’i denizlerin ise yüzde 70’i dönüşüme uğramıştır. Aslında Karadeniz’de dönüşüme uğratılmış bir ekosistemdir. Felaket kapımızın eşiğini aşmış durumda. Bu yıl Karadeniz’in sıcaklığı ilk defa 29 dereceyi buldu. İlk defa Akdeniz’i geçti. Bunda iklim değişikliğinin büyük bir etkisi var” dedi.

Ortahisar Belediyesi, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve Ülke Politikaları Vakfı ile birlikte “Trabzon İklim Buluşmaları” sempozyumu düzenledi.

Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün “Su, Gıda ve Enerji Politikaları” ana başlığıyla organize ettiği sempozyuma Türkiye’de iklim değişikliği konusunda uzman birçok akademisyen katıldı. Üç oturumda gerçekleştirilen panelde iklim değişikliği ve küresel ısınmanın Karadeniz Bölgesi’ne etkileri ve alınması gereken önlemler tartışıldı.

SÜRDÜRÜLEBİLİR SU, TARIM VE GIDA POLİTİKALARI ANLATILDI

Moderatör Bilgin Akbal’ın (TMMOB EMO İklim Değişikliği ve Elektrik Enerji Üretimi AÇG Başkanı) yönettiği panelin 1’inci oturumunda, “Sürdürülebilir Su, Tarım ve Gıda Politikaları” başlığı altında akademisyenler; Dr. Haluk Üstün (Tarım Bakanlığı E., Ülke Politikaları Vakfı Danışma Kurulu Üyesi)- “İklim Değişikliği ve Bitkisel Üretim”, Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar –“İklim Değişikliği ve Hayvancılık”, Prof. Dr. Coşkun Erüz (KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi)-“İklim Değişimi ve Etkisinde Deniz Kaynaklarından Sürdürülebilir Yararlanma (Avcılık, Yetiştiricilik)”, Prof. Dr. Zafer Yücesan (KTÜ Orman Fakültesi-Trabzon TEMA İl Temsilcisi)-“Ormanların Ekosistem Hizmetleri ve İnsanlığa Sağladığı Ürünler”, Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu (KTÜ Orman Fakültesi)-“İklim Değişikliği Bağlamında Doğal Kaynak Yönetimi ve Doğa Koruma Zorunluluğu” konularıyla ilgili sunum yaptı.

‘BÖYLE BİR ÜLKE BULMAK MÜMKÜN DEĞİL’

Sunumunda Türkiye’de 200 çeşit tarım ürünü yetiştiğini ve bu ürünlerden 20 tanesinde dünyada birinci olduğuna vurgu yapan Ülke Politikaları Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Dr. Haluk Üstün, “Şu anda tarımdaki nüfus miktarımız 5 milyon civarında ve yaş ortalaması 58’dir. Tarım açısından ve biyoçeşitlilik açısından öyle güzel memleketimiz var ki, böyle bir ülke bulmak mümkün değil. Ülkemizde yetişen tarım ürünü sayısı 200’dür ve 200 çeşit ürünün 20 çeşidinde üretimde birinci durumdayız. Kırsal nüfus bilinçli ve akıllıca azaltılmalı. Çok zengin bir ülkesiniz, askeri açıdan güçlüsünüz, sanayiniz çok ilerde ama yiyecek ekmeğiniz yok. Paranız olsa bunu ithal edemezsiniz çünkü alacağınız ülke ilk önce kendi vatandaşlarını doyurmak zorunda. Tarım konusunu artık o kadar ön plana çıkarmak zorundayız ki yoksa aç kalacağız, aç” ifadelerini kullandı.

‘KARADENİZ BÖLGESİ’NDE YAĞIŞLAR ARTACAK’

Sunumunda Karadeniz’de deniz suyu sıcaklığının bir derece artış gösterdiğine vurgu yapan KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, “Türkiye, güneydeki hava kütlelerinin iklim değişikliği nedeniyle daha fazla etkisi altına giriyor. Ama bu her yer için aynı değil. Örneğin Karadeniz Bölgesi için daha fazla yağmur şeklinde ortaya çıkacak. Aslında deniz de hava gibi sabit duran bir yapı değil, o nedenle biz hava kirliliğinden bahsederken bununla bütün dünyanın mücadele etmesi gerektiğini söylüyoruz. Deniz kirliliğinde ise o denize kıyısı olan bütün ülkelerin mücadele etmesi gerekir. Çünkü çöpler denizlerdeki taşıma sistemi ile bütün ülkelerin kıyılarına yayılıyor ve taşınıyor. Dolayısıyla bir bütünün parçasıyız. Deniz sürekli dinamik ve hareket halindedir. Son 50 yılda sıcaklıklar Karadeniz’de yaklaşık 1 derece artış gösterdi. Şu anda deniz yüzey sıcaklığı 18,5 derece. Karadeniz’de de bütün okyanus ve denizlerde olduğu gibi deniz suyu sıcaklığı artış gösteriyor. Bunun nereye kadar devam edeceği insanlığın sera gazlarını azaltmasına bağlıdır. İklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye’nin birçok kesiminde yağışlarda azalma beklenirken Karadeniz’de ise, artış öngören modeller ve senaryolar var.” dedi.

‘KUTUPLAR, ANTARTİKA DAHİL HER YERDE MİKRO PLASTİK VAR’

Dünyada mikro plastik sorununa dikkati çeken Erüz, kutuplar ve Antartika kıtası dahil mikro plastiğin ulaşmadığı hiçbir yerin olmadığının altını çizerek şöyle konuştu: “Özellikle plastik havada, suda, toprakta var. Mikro plastik dediğimiz maddenin dünyada olmadığı hiçbir yer yok. Kutuptaki penguenin vücudunda da Antartika’daki buzulun içinde de artık mikroplastik var. Bunun sebebi de biz insanlardır. Küresel ısınmaya bağlı deniz suyu sıcaklığının artması deniz suyu kimyasını da değiştiriyor ve deniz suyunda asitleşme sorunu başlıyor. Bu kirlenmenin artmasına neden oluyor ve denizlerdeki balıkların yiyecekleri olan plankton vb. ürünlerin azalmasına yol açıyor. Deniz canlılarının beslenme zinciri bozuluyor. İklim değişikliğine adapte olamayan canlılar yok oluyor, adapte olan birtakım fırsatçı türler ise balık türlerinin azalmasına neden oluyor.”

‘İKLİM KRİZİNDEN GERİ DÖNMEK MÜMKÜN DEĞİL, ANCAK DURDURULABİLİR’

İklim değişikliğiyle mücadele için doğanın korunmasının önemine değinen KTÜ Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Zafer Yücesan (Trabzon TEMA İl Temsilcisi), “Ormanlardan orman ürünlerinin yanı sıra madenler ve bitkisel ürünler ve hayvanları elde ediyoruz. Toprak erozyonunu önleme konusunda ormanlar çok önemli. Buna uygun olarak işletme stratejileri de belirlenmeli. Ama uygulamada bunun dışına çıkan durumlar da oluyor. Çığ tehlikesi, taşkın ve sel tehlikesi olan yerlerdeki ormanlar erozyonu önleme noktasında çok mühim. 1960 yılından günümüze kadar atmosfere salınan sera gazlarında iki kattan fazla artış var. İklim krizinden geri dönmek mümkün değil, bunu durdurabilmek için çaba sarf ediyoruz. Bundan dolayı biz insanlara koruma kollama dengesi içinde çok önemli sorumluluklar düşüyor. Politikalara yansıyacak ve genel davranış biçimine dönebilecek hareket mekanizmasını işler hale getirmek mecburiyetindeyiz. Doğa koruma fonksiyonu çok önemli” şeklinde konuştu.

‘FELAKET KAPIMIZIN EŞİĞİNİ AŞMIŞ DURUMDA’

İklim değişikliğine küresel ısınmaya bağlı olarak risklerin her geçen gün arttığını belirten KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kurdoğlu da şunları kaydetti:

“İklim değişikliğinin insanlığın ve bütün canlı formlarının hayatını zorlaştıracağını, değiştireceğini yok edeceğini söylüyoruz. Şu anda 6. büyük yok oluşu engelleme derdindeyiz. Karbon emisyonunu eğer şimdi durdurabilirsek 2050 net sıfıra getirebilirsek mühim bir konuyu başarmış oluruz. İklim değişikliği ve küresel ısınmayla ilgili riskler her geçen yıl artıyor. Doğal kaynaklarımızı doğru yönetmeliyiz, bunun sürdürülebilirliğini sağlamalıyız. Temel sorun da bütün dünyada doğal kaynak yönetiminin akılcıl kullanmamaktan geliyor. Son 50 yılda yaban hayatında yüzde 73’lük bir azalma oldu. Tatlı su popülasyonlarında yüzde 85’lik azalma oldu. Dünya biyolojik çeşitliliğinin yüzde 40’ı tatlı sularda ve biz bunların yüzde 85’ini yok ettik. Örneğin biz HES’lere karşı değiliz, ama ardışık HES’ler yaparak o dere yatağında kuraklığa sebep oluyorsanız tatlı su ekosistemindeki canlılar ortadan kalkıyor ve bu denizdeki planktonlara kadar her şeyi etkiliyor. Karaların yüzde 65’i denizlerin ise yüzde 70’i dönüşüme uğramıştır. Aslında Karadeniz’de dönüşüme uğratılmış bir ekosistemdir. Felaket kapımızın eşiğini aşmış durumda. Bu yıl Karadeniz’in sıcaklığı ilk defa 29 dereceyi buldu. İlk defa Akdeniz’i geçti. Bunda iklim değişikliğinin büyük bir etkisi var”

‘BİZ SU ZENGİNİ DEĞİLİZ’

Türkiye’nin ilerleyen yıllarda yüzde 80 oranında su kıtlığına girecek ülkeler arasında gösterildiğini kaydeden Kurdoğlu, “Biz su zengini değiliz, kişi başına şu an 1300 metreküplük bir kullanma suyumuz var. Hakikaten su kıtlığına girmek üzereyiz. Türkiye yüzde 80 oranında su stresine girecek ülkeler arasında gösteriliyor. Sıcaklıkların artması çay ve fındığın daha eğimi yüksek olan bölgelerde ekilmesine imkân tanıyor ama sel ve heyelan tehlikesi de o oranda artıyor. BM Genel Sekreteri iklim değişikliğiyle ilgili kırmızı alarm verilme noktasına gelindiğini söylüyor. Bitkilerin ve hayvanların üremesini de etkiliyor iklim değişikliği. Biz milli park ve benzeri korunan alanları mutlaka artırmalıyız. Bu alanlar bir ülke için onurdur ve bir ülkenin geleceğine yaptığı yatırımlardan en önemlisidir. Çünkü korunan alanlar iklim değişikliğiyle mücadelede küresel olarak en geçerli akçelerden biri” şeklinde konuştu.

ACİLEN SU KANUNU ÇIKARILMALI

Sempozyumda moderatör Bilgin Akbal, Türkiye’de su kanunu olmamasının çok büyük bir eksiklik olduğunu belirterek, su kıtlığının yaşandığı dünyada bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi acilen su kanunu çıkarılması gerektiğini söyledi.

Sempozyumun son bölümünde Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, sunum yapan katılımcılara plaket ve teşekkür belgesi takdim etti.