Yusuf YILDIZ-Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ADANA Ticaret Borsası (ATB) Meclis Başkanı Osman Bağış, Türkiye’de su kıtlığının önüne geçebilmek için modern sulama sistemlerinin kullanılmasının önemli olduğunu belirterek, "Adana ve Çukurova’da kapalı damlama ve basınçlı sulama sistemleriyle tarımdaki verim artıyor ve çiftçiler emeğinin karşılığını alıyor" dedi.
Türkiye’de etkisini giderek artıran su krizine karşı tarımda verimliliği artıracak yeni yöntemler gündeme geldi. Uzmanlara göre, mevcut su kaynaklarının en yoğun kullanıldığı alanların başında gelen tarımda, açık kanallar ve salma sulama yöntemleri yerine modern sulama sistemlerine yönelim hız kazandı. Son yıllarda özellikle kapalı damlama sulama sistemi ile basınçlı sulama sistemi, suyun boşa akmasının önüne geçerek kayıpları en aza indiriyor. Bu yöntemlerle hem suyun daha kontrollü kullanılabildiği hem de ürünlerden alınan verimin belirgin şekilde arttığı ifade ediliyor. ATB Meclis Başkanı Osman Bağış, Demirören Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, modern sulama tekniklerinin klasik yöntemlere göre yüzde 50-60 oranında tasarruf sağladığını, aynı zamanda çiftçinin üretim maliyetlerini düşürüp kazancını artırdığını söyledi.
Bağış, kapalı damlama sulama sistemi ile basınçlı sulama sistemiyle ürünlerden daha yüksek verim elde edilirken, kalitenin de arttığını belirtti. Bağış, “Daha yüksek verim elde ediliyor, daha iyi ürün alınıyor. İşçilikten tasarruf sağlanıyor, gübre kullanımı azalıyor. Damlama sistemiyle tarlayı değil, sadece bitkiyi suluyorsunuz. Özellikle su kıtlığının konuşulduğu bu dönemde kapalı basınçlı sulama sistemi büyük önem taşıyor. Şu anda İmamoğlu bölgesinde Yedigöze Barajı basınçlı sulamaya güzel bir örnek. İstiyoruz ki Adana’nın ve ülkemizin her tarafında sulama sistemleri kapalı basınçlı sisteme geçsin” dedi.
‘ÇUKUROVA’DA TARIM SİSTEMİ ÇOK ESKİ’
Bağış, Çukurova’nın Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahip olduğunu belirterek bölgede kullanılan sulama sistemlerinin çok eskiye dayandığını söyledi. Bağış, “Adana ve Çukurova, ülkemizin en verimli arazilerinden. Sulama sistemleri, 1956’da yapılan barajın ardından Yüreğir Ovası, Ceyhan, Karataş ve Seyhan bölgelerinde uygulanmaya başlanmış. O dönemde imkanlar sınırlı olduğu için kanaletlerle yapılmış. Ancak bu kanaletler artık 40-50 yıllık, işletmelerinde kaçaklar var, aşırı sıcaklar da suyun buharlaşmasını artırıyor. Kapalı sistem bizim yıllardır hayalini kurduğumuz bir projeydi. O dönem kanaletlere razıydık ama teknoloji gelişti, boru sistemleriyle kapalı basınçlı sulamaya geçildi. Artık her tarlanın başında vanalar var, bu sayede damlama veya yağmurlama sistemiyle sulama yapılabiliyor. Böylece verim yükseldi, çiftçilerimizin geliri arttı, ülke ekonomisine katkı sağlandı” ifadelerini kullandı.
‘ÇİFTÇİLER EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALDI’
Basınçlı sulamada sistemin tamamen doğal yollarla çalıştığını aktaran Bağış, çiftçilere büyük kolaylık sağladığını aktardı. Bağış, “Suda borulara yüzde 6 basınç uygulanarak yeraltı boru hattı üzerinden kapalı sistemle geliyor ve Yedigöze Barajı’ndan sağlanıyor. Baraj 2010 yılında kurulmuş olup, 130 metre yüksekliğe sahip. Suyu vanaya bağladığınızda elektrik ya da motora ihtiyaç duymadan arazinizi rahatlıkla sulayabiliyorsunuz. Basınçlı sistem, suyun içindeki doğal basınçla çalışan bir yöntemdir ve çiftçiye büyük fayda sağlıyor. Burada bulunduğumuz kısımda, çiftçiler ağırlıklı olarak damlama sistemi kullanıyor, yağmurlama yapanlar da var. Dönümde yaklaşık 500-600 kilo verim elde ediliyor. Ana ürün mısırda ise su sıkıntısı olmadığı için bin 400-bin 600 kilo arasında verim sağlandı. Bu, Adana ortalamasının çok üzerinde. Çiftçiler emeğinin karşılığını aldı ve çok mutlu” diye konuştu.
BÖLGEDE TARIM TAMAMEN DEĞİŞTİ
Bağış, bölgede tarımın tamamen değiştiğini ve projenin detaylarını şöyle aktardı:
“İmamoğlu ilçesi bölgesinde bu sistemle birlikte tarım tamamen değişti. Yer fıstığı, soya, narenciye ve mısır başlıca ürünler haline geldi. Çukurova’da fındık ve çay dışında hemen her ürün yetişiyor. Eskiden pamuk ve buğday öne çıkarken, su sayesinde çiftçiler farklı ürünler ekmeye başladı. Su tarıma zenginlik katıyor ve ürün çeşitliliğini artırıyor; bu nedenle suyu tasarruflu kullanmalıyız, çünkü su geleceğimizdir İmamoğlu merkezli proje, Kozan, Ceyhan, Sarıçam ve Yüreğir’i kapsıyor ve yaklaşık 1 milyon 100 bin dekar arazinin sulanabilir hale gelmesini hedefliyor. Şu anda 300 bin dönüm araziye su verildi; yılsonuna kadar 400 bin, toplamda ise 700 bin dönüme ulaşması planlanıyor. Salma sulamayla sulanan alanlar da kapalı sisteme dönüştürülecek. Proje yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlarken yıllık 13 milyar TL ülke ekonomisine katkıda bulunuyor. Yüksek maliyetine rağmen sistem 3-4 yıl içinde kendini amorti ediyor. Amaç, tüm bölgelerin kapalı basınçlı sulama sistemine geçmesini sağlamak. Damlama sulama, özellikle eğimli arazilerde sağladığı yüksek verimle öne çıkarken, düz tarlalarda salma sulama yerine kapalı sistemin kullanılması hedefleniyor.” (DHA)




