‘BU SÜREÇ İNŞALLAH HATASIZ, KUSURSUZ BİR ŞEKİLDE TAMAMLANACAK’
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, beraberinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ve farklı partilerden yaklaşık 40 milletvekili ile çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Şırnak'ta, Şırnak Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Sivil Toplum Buluşması’ programına katıldı. Programa ayrıca DEM Parti Milletvekili Nevroz Uysal Aslan da katıldı. Burada konuşan Kurtulmuş, “Bugün burada sabah saatlerinden itibaren önce Gabar'da, ardından Şırnak'taki faaliyetlerimizin son noktasında burada Şırnak üniversitemizin bu fevkalade güzel salonunda, siz değerli Şırnaklı kardeşlerimiz, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kanaat önderleri ile birlikte yaptığımız bu toplantıyla noktalıyoruz. Benim için de siyasi hayatım boyunca unutamayacağım bir hatıranın oluştuğu bir günü yaşıyorum. Burada hem 19 Mayıs olması dolayısıyla, gençlerimizin Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bir araya geldik. Hem de Gabar Dağı’nda 81 bin varile ulaşmış olan üretim kapasitesi ile muazzam bir üretim kabiliyetini yerine müşahede etme imkanımız oldu. Böylece 19 Mayıs'tan başlayan süreçte, Anadolu'nun ve Rumeli'nin yeniden kurtuluşu, Müdafa-i Milliye ve Milli Mücadele ruhuyla başlayan ve bağımsızlık fikriyatı ile olgunlaşan o yolun geldiği bu noktada, 1 asır sonra tam bağımsızlık sloganıyla her alanda bağımsız olan bir Türkiye'yi inşa etmek için ne kadar önemli bir mesafe aldığımızı da hep beraber müşahede ettik. O dönem bağımsız Türkiye dediğimiz şey şimdi daha ileri bir noktaya gelmiştir. Artık hiçbir şekilde dışarıya bağlı olmaksızın kendi ayakları üstünde basabilen, durabilen ve kendi ayakları üstünde milletiyle birlikte güçlü bir Türkiye'yi, büyük bir Türkiye'yi kurabilen iradeyi ortaya koymaya çalışıyor, gayret ediyoruz. Ayrıca bugünkü programımızın tam da ‘terörsüz Türkiye’ hedefinin artık gerçekleşmeye başladığı bir dönemin hemen başında gerçekleşmiş olması manidardır, önemlidir. Ümit ediyorum ki geçen sene Ahlat'ta başlayan, ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Ahlat'ta Sayın Cumhurbaşkanımızın sözleriyle başlayan, ardından Sayın Bahçeli'nin Büyük Millet Meclisi'nde Dem Parti grubuyla en sıkışmasıyla başlayan ve sonraki süreçte devam eden bu süreç inşallah hatasız, kusursuz bir şekilde tamamlanacak. Ve bir zamanlar terörle, silahla, ağıtlarla, gözyaşlarıyla hatta korku ve düşmanlıklarla anılan bu bölge artık kardeşlikle, barışla, esenlikle anılacak ve kardeşlik türküleri söylenecek” dedi.
‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’NİN TAMAMİYLE GERÇEKLEŞECEĞİNE GÖNÜLDEN İNANIYORUM’’
Tarihte Türk ve Kürtlerin dostluklarıyla önemli kazanımlar elde edildiğini ifade eden Kurtulmuş, “Bu çerçevede geldiğimiz noktada terörsüz Türkiye'yi sadece bir hayal olarak ortaya koymuyoruz. Terörsüz Türkiye'nin tamamıyla gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz. Çünkü milletlerin geleceğini belirleyen hafızalarıdır. Hafızalarsa sadece geçmişi söylemez. Geleceğe ilişkin bizlere pusulalar verir. Pusula, yön gösterir. Bu aziz millet, Türküyle, Kürtleriyle hep beraber asırlar boyunca yan yana, omuz omuza, kardeşçe yaşamıştır. Ve bunun için geçmişteki hafızamız, geçmişte bize yön gösteren hafızamız aslında hep ibresini birlikten, beraberlikten, vahdetten ve kardeşlikten yana göstermiştir. Bunu teyit etmek için şöyle geçmişe doğru baktığımızda birkaç tane, herhalde bu salonda bulunan bütün Şırnaklıların, bu ülkede bulunan bütün yurttaşlarımızın kabul edebileceği birkaç tane tarihi sizlerle paylaşmak isterim. Bunlar bizim milletimizin geçmiş hafızaları olduğu gibi geleceği 21’inci yüzyılı, 22’ncü yüzyılı da gösteren pusulanın yön işaretleridir. Bunlardan birincisi hiç şüphesiz 1064'te Anadolu'ya yapılan ilk camiden sonra, Anadolu'nun Müslümanlar tarafından fethedilmesini hep hayal olarak zehrine koymuş ve bu istikamette yürümüş olan Sultan Alparslan'ın Şeybanilerle, Mervanilerle yani Kürt olan ahaliyle yaptığı ittifak ve o ittifakın sonucu Anadolu'nun baştan aşağı Müslümanlaşmasıdır. Yıl 1071. Hemen arkasından yıl 1187. Pusulamızdaki önemli tarihlerden birisidir. Şarkın büyük komutanı, Kürtlerin büyük önderi, bütün İslam dünyasının en önemli komutanlarından birisi olan Selahattin Eyyubi'nin bir Türk olan Nurettin Zengî ile le yapmış olduğu dostluk, onunla yapmış olduğu ittifak ve onunla birlikte yürümüş olduğu yol ve Müslüman topluluklara Kudüs'ün kapılarını açan o vahdet, o irade… Pusulamız ne zaman birlik ve vahdet içerisinde olursa, önümüzde fetihlerin olduğunu, hep uzak gördüğümüz beldelerin bile hemen yakınımızda çok kolaylıkla fethettiğimiz yerler olduğunu bize göstermiştir. Sultan Selahattin Eyyubi'nin hayatı boyunca Kudüs esirken ‘Bana kendi sarayında oturmak yakışmaz’ diyerek evinin bahçesinde ikamet ettiğini ve rüyalarında bile Kudüs'ü gördüğünü biliyoruz. Böylesine büyük bir ittifak, Nurettin Zengî ile Selahattin Eyyubi ittifakı bize Kudüs'ün kapılarını açmıştır. Bir başka ittifak ise Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail'e karşı Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisî’nin yapmış olduğu bir büyük ittifaktır. O ittifakın sonunda 1514'te Çaldıran'da bizim hep beraber yeniden Anadolu kültürünü dirilten o ittifakımız, Anadolu'daki Müslüman toplulukların başının daha dik bir şekilde dolaşmasına, esenlik ve birlik içerisinde birlikte var olmasına neden olmuştur. Pusulamızın gösterdiği bir başka yön ise Osmanlı Cihan Devleti'nin çözülmesinden sonra, dünyanın bütün emperyalistlerinin bu coğrafyaya yüklendiği bir dönemde bütün gücüyle İslam'ın iki muhteşem unsuru olarak Türklerin ve Kürtlerin yapmış olduğu ittifaktır. Çanakkale'de, Yemen'de, Galiçya’da, bütün Osmanlı coğrafyasında yan yana ‘Ya Allah’ diyerek durmuş ve şehit olmuş atalarımızın bize bıraktığı ittifaktır. Daha fazlasını sayabilirsiniz. Yani şunu söylüyorum. Geçmişteki pusulamız, bize gelecekte de bir tek istikamet gösteriyor. Birlik, beraberlik, kardeşlik ve hep beraber olarak aynı hedefler, ortak hedefler istikametinde yolumuza devam etmektir” diye konuştu.
‘ARTIK EDİ BESE, YANİ YETER ARTIK DİYORUZ’
Emperyalist güçlerin ayrılıkçı unsurlarına ‘yeter artık’ diyerek milletin ayağa kalkacağını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Ama ne yazık ki özellikle Osmanlı Cihan Devleti’nin yıkılmasından sonra bu coğrafyada emperyalistler ve özellikle son dönemde de emperyalistler yeni bir proje üzerinden halkları birbirine karşı kışkırtmış, halkları birbirine karşı düşman kılmaya çalışmıştır. Özellikle ya etnik farklılıklar, etnik ırkçılık diyebileceğimiz kimlikler üzerinden halkı birbirinden farklılaştırmış ya da mezhep ve meşrepler üzerinden insanların inançları üzerinden birbirlerine karşı kılmaya çalışmışlardır. Öyle olmuştur ki, cihan harbinin mağlubu olan ülkemiz sonuçta sınırları darmadağınık edilmiş, sınırlarında bırakın aynı ırktan olanları, aynı aileden olanları bile bölerek parçalamıştır. Ama araya gözyaşı, kan, silah, çatışma, ayrıştırma, ötekileştirme gibi bize hiç ait olmayan, geçmiş pusulamızda bize yem olarak göstermeyen hiçbir şeyi yeni unsurları da ayrılıkçı unsurlar olarak artık önümüze koydular. Şimdi diyoruz ki ‘Edi Bese’, yani yeter artık. Şimdi artık bu coğrafyanın insanları savaşla, kanla, gözyaşıyla, ayrılıkla, ağıtlarla değil, şarkılarla, türkülerle, halaylarla yan yana, omuz omuza ‘yetti artık’ diyerek büyük bir millet olarak ayağa kalktık. Terörsüz Türkiye budur. Tarihteki kardeşliğimizi bu günün şartları içerisinde yeniden üretmek ve yeniden bir beraber ve kardeş olmaktır. Terörsüz Türkiye sevgili kardeşlerim, değerli Şırnaklılar, sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir mesele de değildir. Terörsüz Türkiye, bütün çevre ülkelerimizin de terörden uzaklaşmasına aynı zamanda Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın, Lübnan'ın, Ürdün'ün, Yemen'in, Sudan'ın, Libya'nın da terörden arınması demektir. Terörsüz Türkiye, artık insanların aynı medeniyet köprüleri üzerinde güçlü bir şekilde işbaşında, işbirliği yapabileceğinin alenen ilanı ve ispatı demektir. İnşallah bu istikamette yolumuza devam edeceğiz. Sevgili Şırnaklılar, sizlerden beklentimiz ve sizlerden talebimiz şudur; bu süreç kararlılıkla hep beraber sadece devlet politikası olarak değil, bir millet projesi olarak yürüyecek ve yürütülecektir. Bunun için araya girip Türkiye'de kandan gözyaşından istifade etmek isteyen bazı çevreler, dışarıdan bazı çevreler olabilir. Hiçbir provokasyona, hiçbir kötü söze hiçbir art niyetli yaklaşıma müsaade etmeyecek, birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi üç kuruşla heba etmeyeceğiz. Şimdi Cizre'den bahsediyoruz, Molla Cezeri’nin memleketinden, Mem-û Zin’den bahsediyoruz. Dünyanın en büyük kültür merkezlerinden birisinden bahsediyoruz. Her karşısında irfanın, ilmin, hikmetin olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Geçen aynı şekilde Suriye'de, aynı şekilde Irak'ta, Türk, Kürt ve Arap halkları arasında da aynı şekilde bilimden, hikmetten bahsediyoruz. İnsanlığın beşiği olmuş bu büyük coğrafyada, Anadolu ve Mezopotamya topraklarında hep beraber aydınlık bir gelecekten bahsediyoruz. Bu emek ister. Bu hep beraber fedakarca çalışmak ister. Güçlü bir şekilde mücadele etmek ister. Mesela acılara, fitnecilere hiçbir şekilde fırsat vermemek ister. Bu sabırla ve kararlılıkla başlatılmış olan bu adımları sona erdirmek için hep beraber sadece elimizi değil, bütün gövdemizi ve bütün ruhumuzu da taşın altına koymayı gerektirir. Şırnak, böyle bir süreçte var mısınız? Var mısınız? Kardeşliğe var mısınız? Birliğe var mısınız? Ortak bir geleceğe var mısınız? Allah yolunuzu açık etsin. İnşallah, hep beraber çok güçlü bir şekilde, hele hele az evvel Sayın Bakanımızın da ifade ettiği artık Türkiye'nin tam bağımsızlık istikametinde enerji politikalarıyla, dış politikasıyla, bütün üretim kabiliyetiyle, ekonomi politikasıyla yol aldığı bu coğrafyada bu birlik ve kardeşlik meselesini milletimizin ortak bir şekilde sahiplenmesini hep beraber sağlayacağız. Ayrımız- gayrımız yoktur. Partilerimiz farklı olabilir. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. İstikametimiz bir ve beraber olacaktır. Biz aynı istikametle yürüdüğümüz takdirde Allah'ın izniyle bu ülkenin insanlarını hiçbir güç önleyemeyecek, yolundan çeviremeyecektir."
TBMM Başkanı Kurtulmuş ve beraberindekiler, daha sonra Vali Birol Ekici'yi makamında ziyaret ettikten sonra kentten ayrıldı. (DHA)