Politika

Ağıralioğlu: Umut ölçülü siyasettedir (Görüntü eklendi)

Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- ANAHTAR Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, “Siyaset pratiğinin ilkeli siyasete dönmesi gerektiğini, eğer siyaset ilkeli olmazsa, eğer siyaset ilkeden koparsa memlekette itimat edilecek, daha iyi bir ülke idealini gerçekleştirebilecek hiçbir yerin kalmayacağını bilmenizi isteriz. Dolayısıyla umut ilkeli siyasettedir. Umut ölçülü siyasettedir, umut doğru siyasettedir. Umut şehide şühedaya ödenmiş bedele riayet eden hassasiyetin üzerindedir. Biz orada duracağız” dedi.

Anahtar Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ağıralioğlu yaptığı konuşmada, “Sırrı Süreyya Önder üzerinden gelişen bir komplikasyon alanı var. Yani bizi ölenlerin arkasından konuşmak gibi bir vicdansızlığa sıkıştırmasın diye çok sebat ettik. Biz ölenlerin arkasından konuşacak insanlar değiliz. Biz ne Müslümanlığımızı ne dindarlığımızı ne Türk Milleti'ne mensup olmanın asaletini ölenlerin arkasından söz ederek gölgelemek hevesinde olan insanlar değiliz. Ama vefattan sonra öyle şeyler söylediniz ki şehitlerimizi rencide ettiniz. Öcalan'ın telgraflarının okunduğu salonlarda vefa, veda programları tertip ettiniz. Çocuklarınızı 40 yıldır katleden bir alçağın taziye telgrafı yayınladığı salondaki herkesin de alkışlandığı, alkışlamayanların da huzursuzluk izhar etmediği bir merasimle şehidi şühedayı ezdiniz. Aynı gün evlatlarınız şehit olmuştu. Evlatlarınızdan Sırrı Süreyya Önder'in merasimi için yaptığınız merasimi esirgediniz. Biz, Sırrı Süreyya Önder'in de vefatında babasına aşık olmuş, babasını sevmiş bir kız çocuğunun veda cümlelerini duyduk. Keşke babasına aşık bir kızın babasını koklayarak büyüyebilme, babasını sevebilme, babasına aşık olabilecek kadar zaman bulabilme fırsatıyla kürsüye gelmiş bu kızımızın babasıyla son fotoğrafı tabutu olan çocuklarımız için de bir şey söylemesine imkân olabilseydi bu. Barış diye konuştuklarınızın bu uğurda Kürtler PKK'yla irtibatlanmasın, Kürtleri PKK bizden almasın diye en sevdiğimiz evlatlarımızı büyütmek için canımız çıkmış, büyütmek için her türlü bedele katlanıp isimlerini söylerken içimizin titrediği evlatlarımızı kınalayıp kınalayıp vatanın selameti için gönderip sonra ay yıldızlı al bayrağı sarılı tabutlarda alıyoruz. Keşke onlara da bir şeyler söyleseydi. Sırrı Süreyya Önder'in kızı da bilsin. Aşık olacak babası olmamış kırk yıldır evlatlarımızın. Babasını aşık olma imkânı olmamış, kızlarımızın, çocuklarımızın. Babasıyla fotoğraf çektirememiş, kokusunu duyamamış, mezarlarını koklayarak büyümüş çocuklarımızın hatırı sayılsaydı keşke. ‘Çözümdü, barıştı, ya çok güzeldi, çok da şakacıydı, barış için yaşadı’ dediğiniz insanların hiç değilse evlatlarımızın hatırına üç beş tane lafı da şimdi bu ara moda oldu. Herkesin önüne düşüyor eski konuşmalar. Bu eski konuşmalardan bir tanesi de şöyle olsaydı. PKK'ya kızarken görülseydi mesela. PKK'ya bağırırken görülseydi mesela. Öcalan’a ‘yeter artık’ derken görülseydi mesela. Bir şehit cenazesinde bir fotoğraf olsaydı mesela. ‘Çok barışçıydı, rahmetli barış olması için her şeyi yaptı’ diye konuştuklarınızın bir defa evlatlarımızın yanında bir defa hüznümüzü paylaşırken fotoğraf olsaydı, bir defa” diye konuştu.

Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ne için mücadele ederseniz ona sarılıp uğurlanırsınız. Evlatlarımız bayrak için mücadele ettiler, bayrağa sarıldılar. Siz Türk bayrağı için mi mücadele ettiniz de Türk bayrağına sarıldınız? Siz Türk bayrağı için niye mücadele ettiniz? Çocuklarımızı kırk yıldır öldürenlerle dağlarda fotoğraflarınız var. Kandil'de fotoğraflarınız var. Türk ordusu evlatlarımızı kırk yıldır öldüren bu alçaklarla komuta kademesinde olan bu arkadaşların fotoğraflarının olduklarına kavuşamadı. Kırk yıldır bunlar planlıyorlar. Kırk yıldır isimlerini söylersem ağzım kirlenir. Söylememeye özen gösteriyorum. PKK'nın komuta kademesi diye ziyaret ettikleri kırk yıldır aynı adamlar bu adamlar kırk yıldır evlatlarımıza pusu kuruyorlar. Kırk yıldır. Evlatlarımızı katlediyorlar, öldürüyorlar. Bunlarla fotoğrafları var. Biz itiraz edince kaygılanınca bizim hissemize kandan beslenmek düşüyor. Ama Öcalan'a babam demiş, Öcalan ona oğlum demiş. O onu babası bilmiş, bu onu oğlu bilmiş. Vefatına telgraf göndermiş, alkışlanıyor. Kendinize gelin. Kırk yıldır evlatlarınızı katleden bir alçağın taziye mesajı geldiği yerde alkışlar oluyor. Siz orada ne oturuyorsunuz yahu? Siz ne yapıyorsunuz tam olarak? Heves ettiğiniz şey nedir? Hangi tehlikeyi savuşturuyorsunuz? Terörsüz Türkiye derken kastettiğiniz şey neyi savuşturmak adına sizi bu zillete düşürüyor? Siyaseti niçin boşa düşürdünüz. Niçin bu kadar bu kadar ilkesiz ölçüsüz kör göze parmak işlere heves ediyorsunuz? Bundan sonra siyaseti de mücadelemizi de boşa düşürmüş olduğunuz bu merasimi her şehidimiz için istiyoruz. Şehitlerimizin hepsini böyle uğurlayacaksınız. Fotoğraflarını okşayacaksınız. Evlatlarını çağıracaksınız, dinleyeceksiniz. Bütün evlatlarını konuşturacaksınız. Saygılı olacaksınız. Kırk yıldır mücadele etmiş evlatlarınızın çektiği acılara saygılı olacaksınız. Ne kabahati vardı evlatlarınızın? Şimdi bu dediğinizi 26 yıl önce demediğiniz için kaybettiğimiz evlatlarımızın ne kusuru vardı? Vatanı sevmek miydi kusurları? Memleketi sevmek miydi kusurları? Biz huzurlu yaşayalım. Siz Atatürk Kültür Merkezi'nde istediğiniz adamı ağırlayın, uğurlayın diye mi öldü bunlar? Kendinize gelmiyorsunuz. Şehitlerimizin hepsine bu merasimden istiyoruz. Evlatlarımızın hepsine bu hassasiyeti istiyoruz. Evlatlarımızın, şehitlerin hepsinin fotoğrafını okşamanızı istiyoruz. Bu şehitlerimize hürmetinizi göstermek zorunda olduğunuz bir de milletimize hürmet göstermek zorundasınız.”

Ağıralioğlu, “Bunun onaylanmaya ihtiyaç var. Sevgili hükümetimiz. Bunun onaya ihtiyacı var. 2023’teki seçimde vekaleti milletinizde ‘teröre müsamaha yok, teröristle tebessüm yok, teröristle muhataplık yok, teröristlerin canını okuyacağız, muhataplık kabul etmeyeceğiz’ diye aldığınız vekalet boşa düştü. Şimdi eğer bu işi yapmaya çok kararlıysanız milletinize de anlatacaksınız. Onayı alacaksınız yeniden. Referandum istiyoruz. Millet iradesinin üstünde irade tanımıyoruz. Siz de tanımıyorsanız biz de tanımıyoruz. Biz de milletten başka onay merciyi kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bu onay merciini millet olduğu gerçeğinden hareketle sizi referanduma davet ediyoruz. ‘Terörsüz Türkiye’ diye zırhladığınız paradigma değişikliğini milletinizin onayına sunacaksınız. Milletiniz diyecek ki, tamam biz sizin bu yaptığınızı onaylıyoruz. Biz sizin bu yaptığınızı tasdikliyoruz, destekliyoruz dersek bizim de diyecek bir şey yok. Önümüzdeki süreci takip edeceğiz. Biz dillendireceğiz. Muhalefet partisiyiz, muhalefetteyiz. Bu meşruiyet krizini devamlı hatırlatacağız. Tercihlerimizi hatırlatacağız. Siyaset pratiğinin ilkeli siyasete dönmesi gerektiğini, eğer siyaset ilkeli olmazsa, eğer siyaset ilkeden koparsa memlekette itimat edilecek, daha iyi bir ülke idealini gerçekleştirebilecek hiçbir yerin kalmayacağını bilmenizi isteriz. Dolayısıyla umut ilkeli siyasettedir. Umut ölçülü siyasettedir, umut doğru siyasettedir. Umut şehide şühedaya ödenmiş bedele riayet eden hassasiyetin üzerindedir. Biz orada duracağız. Milletimiz bizi çocuklarımızın katillerine gülerken görmeyecek. Milletimiz bizi çocuklarımızın katiline medet umarken, Öcalan’dan bir barış havarisi çıkarmaya heves ederken, Öcalan’ı sevenlerden bir barış elçisi çıkarmaya heves ederken görmeyecek. Milletimiz bizi kendi evlatlarını unuturken görmeyecek. Milletimizi bizi devlet millet düşmanlarıyla aynı safta görmeyecek. Bugün yaptıklarınızın Kandil'in sırtını sıvazlamak, PKK'ya meşruiyet tanımak, devleti PKK karşısında aciz kalmış pozisyonuna mahkûm etmekten başka bir anlama gelmediğini size her zaman hatırlatacağız” ifadelerini kullandı. (DHA)