Muzaffer KOŞAN/ERZİNCAN, (DHA)-ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Dünyada fiyatlar artıyor, döviz yükseliyor. En asgari düzeyde vatandaşlarımıza bunu yansıtmakla alakalı büyük bir gayretin içerisindeyiz. Son üç yılda yaklaşık 1 trilyon lira elektrik ve doğal gazda vatandaşlarımıza destek verdik. Bin lira gelecek faturanın 700 lirasını doğal gazda devletimiz karşılıyor. Bin lira gelecek elektrik faturasının 500 lirasını ödüyorsunuz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileriyle buluşmak üzere Erzincan'a geldi. Vali Hamza Aydoğdu'yu ziyaretinden sonra AK Parti İl Teşkilatı'na geçen Bakan Bayraktar, burada açıklamalarda bulundu. İliç'te meydana gelen maden faciası nedeniyle çok uzun süre burada kaldığını hatırlatan Bakan Bayraktar, "Hem oradaki faaliyetleri koordine etmek. Oradaki ailelerle bir arada olmak, onların acılarını dindirmek, devlet olarak onların yanında olduğumuzu hissettirmek için geçirdiğimiz günler ve haftalar var. Ama onun dışında da hani bir yere ısınırsınız. Hakikaten buranın insanları sizler, çok özel bir coğrafya burası. Özel bir şehir. Onun için evimde hissediyorum kendimi, sizlerle olduğum zaman. Onun için bugün buraya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduk" dedi.
1,3 TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ
Bakan Bayraktar, "Büyük ideallerimiz var. Türkiye son 23 yılda hakikaten çok büyük bir gelişme kaydetti. Büyük bir kalkınma hamlesi içerisinde yer aldı. Türkiye'nin ekonomisi 230 milyar dolarlık bir ekonomiden 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geldi. Bu çok büyük bir atılımdı. Türkiye'nin her şeyi ikiye, üçe, otobanları, kara yolları, hava yolları, sağlık hizmetleri, eğitim hizmetleri, sosyal hizmetler enerji hizmetleri. Enerji talepleri, bunların hepsi bazıları üçe, bazıları dörde, beşe katlayarak büyüdü Türkiye'de. Türkiye'nin ihtiyaçları artmaya devam ediyor. Çünkü Türkiye'nin genç bir nüfusu var, büyüyen bir nüfusu var. Dolayısıyla ülkemizin ihtiyaçları da bir anlamda büyümeye devam ediyor. Bizim bu anlamda Türkiye'yi özellikle üç alanda bağımsız kılma hedefimiz var. Türkiye kendi kendine yeten ülke olmak zorunda. Bu üç alandan biri gıda, Türkiye gıda güvenliğini mutlak suretle sağlamak zorunda. Türkiye bu anlamda çok ileri durumda ama bunu daha iyi hale getirmemiz lazım. Bundan geriye düşmememiz lazım. Çiftçilerimizi bu anlamda tarım sektörümüzün, hayvancılık sektörümüzün fevkalade destekliyor olmamız lazım. İnşallah bu anlamda da desteklerimiz devam edecek” dedi.
'TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİSİNDE DIŞA BAĞIMLILIĞI YÜZDE 20 SEVİYESİNE DÜŞÜRDÜ'
Bakan Bayraktar, "Birinci saymamız gereken milli güvenlik meselesi. Türkiye'nin fiziki güvenliğini, ülkesinin sınırlarını, ülkesinin içerisindeki güvenliğini tesis etmesi bunu sağlaması. Bunun için çok güçlü bir savunma sanayisine ihtiyacımız var. Buradaki dışa bağımlılığımızı düşürmeniz lazım. Bu anlamda da son 23 yılda çok büyük ilerlemeler kaydedildi. Türkiye savunma sanayisinde yüzde 85 dışa bağımlılıktan, bugün yüzde 20 dışa bağımlılığa kadar düşürdü bunu. İnşallah tamamen Türkiye'yi bağımsız ve bu konuda şu anda yaptığımız gibi daha da artarak savunma sanayinde ihracatçı bir ülke haline getireceğiz" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN MUTLAKA ENERJİDE BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLMASI LAZIM'
Bayraktar, "Enerji alanında dışa bağımlılık nedir, ne değildir? Şimdi enerjisiz bir hayat düşünebiliyor muyuz? Elektrik olmadan. Dolayısıyla doğal gaz olmadan, enerji olmadan, elektrik olmadan artık hayat yok. Bakın bundan üç hafta önce Avrupa'nın ortasında bir hadise yaşandı. Takip ettiniz değil mi? İspanya'da, Portekiz'de ve kısmen Fransa'nın bir bölümünde çok büyük elektrik kesintileri oldu. Çok uzun süreli olan, adeta 60 milyon insanın hayatı felce uğradı. Şimdi elektrik olmadan haberleşme yok. İnternet yok. Bankacılık yok. Öyle IBAN'ı at. Para göndereyim, ödeme yapayım yok. Ulaştırma bundan etkilenecek. Her türlü hayatımızın bir anlamda devam etmesi, ekonomimizin devam etmesine imkan yok. Onun için enerji bizim artık olmazsa olmaz bir unsurumuz. Eskiden sadece kırsalda veya aydınlatma amaçlı kullanılan elektrik artık hayatın her alanında var. Bugün mesela kırsalda belki dile getirir arkadaşlarımız zaman zaman gündeme geliyor. Köyde voltaj düşümleri. Köyle trafolar kaldırmıyor, köyde hatlar yeterli değil. Esas mesele ne biliyor musunuz? Artık o köy, 30 yıl önceki 40 yıl önceki köy değil ki. O köyde artık bir sürü beyaz eşya var. Dolayısıyla o eski altyapının, o eski trafoların, o kapasitenin onu kaldırmasına imkan yok. Dolayısıyla enerjisiz bir hayatı düşünmek mümkün değil. Ama bu enerjiyi tedarik ederken, enerjiyi bir yerlerden bulurken bunu siz ithal kaynaklardan, dışarıdan ithal ettiğiniz doğal gazla, dışarıdan ithal ettiğiniz petrolle, dışarıdan ithal ettiğiniz kömürle sağladığınızda işte o zaman sıkıntı başlıyor. Birkaç türlü sıkıntı var. Ama iki tanesi çok önemli. Dışarı çok para ödüyoruz. Çok büyük bir cari açık kalemi. Anormal bir fatura ödüyoruz. Doğal gaz ithalatı, kömür ithalatı, petrol ithalatı. Onsuz da olmaz. 'Bunu ithal etmeyelim' deme şansımız yok. Öyle değil mi? Herkes çünkü 7/24 elektrik istiyor evinde, doğal gaz istiyor. Dolayısıyla bunu ithal edeceğiz. Bu faturayı arttırıyor. İkincisi bunu ithal kaynaklarla alırken dünyanın her yerinde bir sürü fırtınalar var. Dün Suriye'deydim. Suriye 14 yıllık savaştan sonra perişan vaziyette. Günde sadece üç saat elektrik var. Düşünün 24 saatin sadece üç saatinde elektrik veriliyor. Biraz güneşte yürüdük, hava sıcak geldi. İnanın Suriye on derece daha sıcak. Şimdi oradaki elektrik ihtiyacını düşünebiliyor musunuz? Ve sadece onlara üç saat elektrik verilebiliyor. Şimdi biz oraya mesela 'daha fazla elektrik nasıl üretebilirler', 'o konularda onlara Türkiye'den ihracat yapabilir miyiz.' Bunları konuşmak üzere gitmiştik. Dolayısıyla şunu söyleyeceğim. Dışarıdan aldığınız her şeyde bu uluslararası ilişkiler, jeopolitik, oradaki kaynaklar, kaynakların güzergahı, bunların başına gelebilecek bir şey. Bunlarda bir kesinti olduğu zaman bütün denge bozulabilir ve ülkemizin bu anlamda arz güvenliğinde sıkıntı olabilir. Onun için diyoruz ki bu iki sebepten dolayı Türkiye'nin mutlaka enerjide bağımsız bir ülke olması lazım. Bütün çalışmamız, bütün gayretimiz, bütün mücadelemiz bu yönde" dedi.
'86 MİLYONUN HAKKI VAR'
Bayraktar, "Gabar kimsenin gidilemez dediği, girilemez denilen yerdi. Niye? Milyonlarca yıldır o dağların altındaki petrol oradaydı. Biz onu bulurken, orada bir günde oluşmadı. Ama terörden gidilemeyen, neden ülkemizi terörle yıllarca, on yıllarca meşgul ettiklerini ortaya koyan çok önemli bir şey. 2019 yılında orada sismik çalışmalara başladık. Şehitler verdik. Elbette çok şehitler verdik terörle mücadeleye ama o bölgede bizim faaliyetlerimiz için, sismik faaliyet için Esma Çevik Astsubayımız şehit oldu. Bomba imha uzmanıydı. Maalesef 30 yaşında gencecik pırıl pırıl bir askerimiz orada şehit oldu. Ama onlar bizi orada o çalışma imkanını hazırladılar. Güvenlik kuvvetlerimiz oradaki terörü etkisiz hale getirdikçe orada çalışmaya başladık. 19 Mayıs'ta, bu hafta başında oradaydık. Gençleri götürdük, bir program yaptık. Meclis'imizden milletvekillerimiz, muhalefet, iktidar ayrımı yapmaksızın herkesi davet ettik. Onların da bir kısmı icabet ettiler. Gelsinler, görsünler bu milli projeyi. Ülkemizin projesini, oradaki petrolün her varilinde 86 milyonun hakkı var. Öyle bu partinin, şu partinin değil, bu milli bir projedir. Buna sahip çıkılsın. Çünkü zaman zaman şöyle şeyler oluyor. Bunlar petrol gazı buldular, gene ya seçim var, ya zam yapacaklar diyorlar. Böyle işi hafife alan şeyler. Bunu söyleyenlere şunu söylüyorum. Arkadaş biz siyaset yapıyoruz ve bizi eleştirebilirsiniz. Bizim yaptıklarımızı beğenmeyebilirsiniz ama orada 7/24 saat çalışan arkadaşlarımız var. 19 Mayıs'ta büyük bir coşku oldu. Fakat biz oradan gittik. Dağlar sessizliğe büründü. Orada sadece çalışan o arkadaşlarımız kaldı. 7/24 buraya emek veren bu gencecik çocuklar, ülkemizin çocukları. Bunları düşünmek suretiyle, onların emeklerine saygısızlık etmeyin. Onların emeklerine haksızlık ediyorsunuz. Bu eleştirileri yaparken. Büyük bir gayretle çalışıyoruz. Karadeniz'in derinliklerinden Gabar'ın dağlarına kadar Türkiye'yi enerjide bağımsız kılma hedefimiz var. Bu konuda yapacağımız işler inşallah başarıya ulaştığında dediğim gibi bu üçlü gıda güvenliği, enerji güvenliği, ulusal güvenlik meselesi bunların hepsi dolayısıyla Türkiye sırtı yere gelmeyecek bir ülke olacak. Bölgesinde ve dünyada çok daha sözü geçen sözü dinlenen bir ülke haline gelecek. Ve inanıyorum ki o sayede de biz aynı zamanda çevremizdeki bu mazlum insanların, mazlum milletlerin yardımına koşmuş olacağız" diye konuştu.
'ENFLASYON MESELESİ DE GERİDE KALACAK'
Türkiye'nin sadece petrolünü ve doğal gazını üreten değil, başka ülkelerde, Somali'de bugün petrol arayan bir ülke konumuna geldiğini belirten Bayraktar, şunları ifade etti: "Kendi gemileriyle arayan bir ülke. Irak'ta, Azerbaycan'da, Libya'da, Afrika'da, Nijer'de madenleri çıkarmaya çalışan bir ülke. Dolayısıyla petrollünü gazını üreten, 70 yıllık rüyayı, nükleer enerjiyi yapmış bir ülke. Yenilenebilir enerjiyi rüzgarını, güneşini, jeotermalini en üst düzeyde kullanan bir ülke olarak enerjideki bu denklemi kırdığımızda emin olun ekonomideki sıkıntılar da döviz meselesi de enflasyon meselesi de hepsi geride kalacak. Türkiye inşallah cari fazla veren bir ülke haline gelecek. Bizim petrolümüz yoktu. Yok diye biliniyordu. Dedik ki petrol nerede varsa arayacağız. Türkiye neredeyse bu aramayı yapacak. Ama düşünün ki Türkiye çok güçlü sanayisi olan bir ülke, çok güçlü bir üretimi olan bir ülke. Körfez ülkeleri var, Arap ülkeleri petrolleri var. Ama sanayisi yok değil mi? Onlar da petrolle ayakta duruyorlar. Petrole bir şey olursa onlar da sallanıyorlar. Dolayısıyla şuraya geleceğim. Türkiye bu kadar güçlü sanayisiyle, bunun yanına bir de petrol ve gazı koyarsa Allah'ın izniyle önünde hiç kimse duramaz. Dolayısıyla bu hedef için çalışıyoruz. Bunlar bizim üst hedeflerimiz, vizyonumuz, 'Türkiye Yüzyılı' hedefleri, idealleri. Günün sonunda buradan nereye geliyoruz? Vatandaş diyor ki 'tamam, bunlar güzel de bizim faturalar ne olacak?' Elektrik faturası, doğal gaz faturası. Şunu söyleyeyim, bunu sizler biliyorsunuz, yaşıyorsunuzdur, hissediyorsunuzdur. Şuna gayret ediyoruz. Dünyada fiyatlar artıyor, döviz yükseliyor. En asgari düzeyde vatandaşlarımıza bunu yansıtmakla alakalı büyük bir gayretin içerisindeyiz. Son üç yılda yaklaşık 1 trilyon lira elektrik ve doğal gazda biz vatandaşlarımıza destek verdik. Yani bin lira gelecek faturanın 700 lirasını doğal gazda devletimiz karşılıyor. Bin lira gelecek elektrik faturasının 500 lirasını ödüyorsunuz. Son dönemde bunları faturalara yazmaya başladık. Gelen mesajlarda, smslerde biliyorsunuz; bu kadar bedel var ama şu kadarını devlet karşılıyor. Bunu daha önce yazmıyorduk. Kimsenin haberi yoktu. Dedik ki hiç değilse bir görünsün ne olduğu, bilinsin istedik. Dolayısıyla bu desteklere mümkün olduğu kadar devam etmeye çalışıyoruz. Bu destekler nereden geliyor? Hazine'den. Hazine bu parayı nereden buluyor? Gabar'da üretilen petrolden, Sakarya Gaz Sahası'nda üretilen doğal gazdan oluşan gelirler, Hazine'mizi daha güçlü hale getiriyor. İnşallah oradaki üretimlerimiz arttıkça daha da desteklerimiz artacak."
'2002'DE O HEDEF BİZE VERİLDİ'
Bayraktar, "2002'de Cumhurbaşkanımız ilk başbakan olduğunda dedi ki 'Türkiye'nin beş ilindeki doğal gazı ütün Türkiye'ye götüreceğiz.' Türkiye'deki bütün hanelere ve orada esas itibarıyla hanımefendiler sizleri düşünerek bunu söyledi. Çünkü evin çilesini siz çekiyorsunuz. Evin zorluğu sizin üstünüzde. Doğal gaz her yönüyle çevresel açıdan, şehirlerimizin hava kalitesi, Erzincan'ın eski havasını düşünün, kömür kullanılan dönemleri, şimdi doğal gaz geldikten sonraki dönemi. Bütün Türkiye için geçerli. Dolayısıyla, 'Bu gazı bütün evlere götüreceğiz' dedi. Çok büyük bir hedefti. 81 ilde bugün geldiğimiz nokta 900'ün üzerinde yerleşim yerinde bugün doğal gaz var. 7 OSB'de doğal gaz vardı. Bugün 200'ün üzerinde organize sanayi bölgesinde doğal gaz var. Özellikle bu doğal gazı yaygınlaştırmak için taşımayla doğal gazı götürmeye başladık. Her yere boru hattının gitmesi mümkün değil. Ama taşımayla, tankerle bunu götürürken hava koşullarını düşünmemiz lazım. Doğal gaza kışın ihtiyacımız var özellikle. Kışın Allah korusun yollarda bir aksilik beklenmedik bir şey olursa bu sefer buraya gaz gitmeyecek. Vatandaş diyecek ki 'mağdur olduk.’ Onun için iyi bir çalışma gerekiyor. 2002'de o hedef bize verildi. Türkiye'deki bütün vatandaşlarımıza inşallah Kemaliye'ye de Otlukbeli'ne de gazı götüreceğiz. Bu konforlu yakıtı onlara sunacağız. Bugüne kadar bunu ithal ettiğimiz gazla yapıyorduk. Hamdolsun şu anda bunu kendi gazımızla yapmaya başladık. 4 milyon haneye geldik. İnşallah 2028'de bunu 16 milyon haneye, neredeyse hanelerimizin çok büyük bir kısmına kendi gazımızla gaz sağlanacak" diye konuştu. (DHA)