Tuğçe ODABAŞI-Mehmet ALA/İSTANBUL, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "185 ülkeye ihraç edilmekte olan Türk Savunma Sanayii ürünlerinin ürün çeşitliliği 230'u aşmıştır. 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 67 artışla 2,2 milyar dolara ulaşmıştır. Hedefimiz, yıllık bazda en kısa zamanda 10 milyar dolar ihracatı aşarak, çift haneli ihracatı olan ülkeler ligine girmektir" dedi.
18'inci Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı, Türkiye'nin ev sahipliğinde Levent'teki Çok Uluslu Müşterek Harp Merkezi Komutanlığı'nda düzenlendi. 2008 ve 2016 yıllarının ardından bu yıl üçüncü kez İstanbul'da düzenlenen konferansa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, burada bir konuşma yaptı.
'BARIŞ VE İSTİKRARA KATKI SUNAN, SİYASET ÜRETİYORUZ'
Yılmaz, “Türkiye, son yıllarda insansız savunma sistemleri alanında çarpıcı bir ilerleme kaydetmiş kara, hava, deniz ve sualtı platformlarında yüksek teknolojiye dayalı çözümler geliştirmiştir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, savunma sanayinde bir değişim değil, adeta devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşadık; yerli ve milli adımlara imza attık. Türkiye olarak Balkanlardan Kafkaslara, Ukrayna-Rusya Savaşı'ndan Etiyopya-Somalı ilişkilerine, Suriye'den Gazze'ye her bölgede diplomasiyi önceleyen, barış ve istikrara katkı sunan, güven veren bir siyaset üretiyoruz. Tüm taraflarla diyalog kanallarını açık tutarak çözüm için gayret ediyoruz. Diğer yandan caydırıcı bir güç olarak kapasitemizi geliştiriyoruz" dedi.
'İHA, SİHA, ELEKTRONİK HARP VE SAVAŞ GEMİSİ ÜRETİMİYLE TÜRKİYE, ÖNCÜ ÜLKELER ARASINDA YER ALMIŞTIR'
Yılmaz, “Savunma alanında geliştirdiğimiz kapasite sayesinde müdahil olduğumuz süreçleri, kimsenin icazetini alma ihtiyacı duymadan, kendi irademizle yönetme kabiliyetine sahibiz. Yerli tedarik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkarmamız bir tesadüf değil; güçlü bir siyasi iradenin sonucudur. İHA, SİHA, elektronik harp ve savaş gemisi üretimiyle Türkiye, dünyada öncü ülkeler arasında yer almıştır. Bugün Türkiye, dünya İHA pazarının yüzde 65'ine sahiptir ve küresel pazarda bu alanda çok önemli bir oyuncu konumundadır. İnsansız kara ve deniz araçları alanlarında da önemli mesafeler kat ederek, bu alandaki yetkinliğimizi hızla güçlendiriyoruz. Türk Savunma Sanayii'nin geliştirdiği, NATO standartlarına uygun bu insansız sistemler ve diğer pek çok ürün, operasyonlarda başarıyla kullanılmış ve hareket ortamlarında kendini birçok yönden kanıtlamıştır. Türk Savunma Sanayii'nde bugün 3 bin 500'ü aşkın firma, bin 200'ün üzerinde proje ve 100 milyar doları aşan proje hacmiyle faaliyet göstermektedir. 18 milyar dolara ulaşan ciro ve 100 bine yaklaşan istihdamla sektör, Türkiye'nin teknolojik gücünü ve stratejik vizyonunu yansıtmaktadır" diye konuştu.
'TÜRK SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ 230'U AŞMIŞTIR'
Yılmaz, “Kendi savunma teçhizatı ihtiyaçlarımızı milli imkanlarla karşılamanın yanı sıra, dost ve müttefik ülkelerin de ihtiyaçlarına cevap verebilir konumdayız. 185 ülkeye ihraç edilmekte olan Türk Savunma Sanayii ürünlerinin ürün çeşitliliği 230'u aşmıştır. 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 67 artışla 2,2 milyar dolara ulaşmıştır. Hedefimiz, yıllık bazda en kısa zamanda 10 milyar dolar ihracatı aşarak, çift haneli ihracatı olan ülkeler ligine girmektir. Bu rakamlar bize, savunma ve havacılığın sadece güvenlikle ilgili olmadığını; katma değeri yüksek bir ekonomi ve yüksek sosyal refah için de son derece kıymetli olduğunu göstermektedir. Sahip olduğumuz bilgi, tecrübe ve teknolojimizi dostlarımızla paylaşmaya her zaman hazırız. Bu doğrultuda, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Savunma Sanayii'miz, Balkan ülkeleriyle iş birliğine her daim gönülden açıktır" ifadelerini kullandı.
'DÜNYANIN HER YERİYLE İŞ BİRLİĞİNE AÇIĞIZ'
Yılmaz, “Dünyanın her yeriyle iş birliğine açığız ama özellikle tarihi, kültürel ve coğrafi bağlarımızın olduğu Balkan ülkeleri bizim için çok çok kıymetlidir. Her bakımdan ayrılmaz bir parçası olduğumuz Balkanlar'da yapıcı, öncü ve tüm aktörlerle etkileşimi, diyaloğu önceleyen rolümüzü muhafaza ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz" dedi.
'SURİYE'NİN İSTİKRARINA VE GÜVENLİĞİNE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ'
Yılmaz, “Uluslararası kuruluşlar, 1990'lı yıllarda yaşanan acı tecrübelerden yeterince ders çıkarmamış gözükmektedir. Suriye, tabii devrimle birlikte yeni bir döneme girdi. Bu dönemde Suriye'nin istikrarına ve güvenliğine büyük önem veriyoruz ve Türkiye olarak elimizden gelen tüm katkıyı ortaya koyuyoruz" diye konuştu.
'SURİYE'NİN YENİDEN YAPILANMASINI BEKLİYORUZ'
Yılmaz, “Son dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nin yaptırımları kaldırmasıyla Suriye'de hızlı bir yeniden yapılanma bekliyoruz. Siyasi yapısıyla ve kurumlarıyla Suriye'nin yeniden yapılanmasını bekliyoruz ve kapsayıcı bir siyasi anlayışla oluşacak yeni siyasi yapı içinde, Suriye sadece kendisi için değil, tüm bölge için istikrarı artırıcı bir noktaya yükselecektir. Bu konuda da uluslararası iş birliğinin bir zorunluluk olduğunu ifade etmek isterim. İstikrarlı bir Suriye hem Orta Doğu için, hem Avrupa için, hem Kuzey Afrika için, tüm geniş coğrafya içinde son derece kıymetlidir" ifadelerini kullandı. (DHA)