İstanbul - Avcılar'da kökü kuruyan ağaç park halindeki otomobilin üzerine devrildi / Ek fotoğrafla
İstanbul - Avcılar'da kökü kuruyan ağaç park halindeki otomobilin üzerine devrildi / Ek fotoğrafla
İçeriği Görüntüle

İrem Çağla ZİNCİRLİ-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, (DHA)- YILDIZ Teknik Üniversitesi öğrencileri, geliştirdikleri insansız ve otonom deniz araçlarıyla hem savunma sanayiine hem de çevre teknolojilerine yönelik yerli çözümler üretiyor. YTU SolarBoat Takımı milli yazılımla geliştirdikleri otonom deniz aracı ile TEKNOFEST'te finale kaldı. Tamamen yerli imkanlarla tasarlanan araç, deniz yüzeyinde keşif, gözetleme ve çevresel denetim gibi görevleri otonom şekilde yapabiliyor. 2023 yılında Monaco Yacht Challange Cesaret ödülü, 2024'te ise İtalya Sardinia Week'te uluslararası 16 takım arasında 3'üncü ekip, uluslarararası yarışmalara hazırlanıyor. Limanlardaki olası yangınları, korsan saldırıları ve Ege Denizi'nde yaşanan gerilimleri gözlemlemeye yarayacak girişim, savunma sahasında kamikaze insansız deniz saldırı aracı olarak da kullanılabilecek.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) SolarBoat Takımı’nın üzerinde çalıştığı ilk proje, TEKNOFEST 2025 kapsamında geliştirilen Otonom İnsansız Deniz Aracı (İDA). Tamamen yerli imkânlarla tasarlanan bu sistem, deniz yüzeyinde keşif, gözetleme ve çevresel denetim gibi görevleri otonom şekilde yerine getirebiliyor. Proje, TEKNOFEST yarışmasının Kritik Tasarım Raporu (KTR) değerlendirmesinde 92,7 puanla şimdiye kadar bu kategoride alınan en yüksek notlardan birini elde ederek finale yükseldi.

Final etabı 17-21 Eylül tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. Ekip üyelerinden Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Abdullah Baysal ve Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği öğrencisi 3'üncü sınıf öğrencisi Yusuf Buğra Sancaktutar hem projelerine yönelik bilgi verdi hem de gelecek hedeflerini anlattı.

GÜNEŞ ENERJİLİ YARIŞ TEKNESİ OLAN ÇAKA BEY'İN YENİDEN GELİŞTİRİLİYOR

Takımın ikinci projesi ise hydrofoilli güneş enerjili yarış teknesi olan Çaka Bey’in yeniden geliştirilmesi. Geçtiğimiz yıl Avrupa dördüncüsü olan tekneye, bu yıl otonom sistemler entegre ediliyor. Böylece Çaka Bey, yalnızca güneş enerjisiyle çalışan değil, aynı zamanda çevresel verileri analiz edebilen ve rota çizebilen otonom bir deniz aracına dönüşüyor. Her iki proje de yalnızca yarışmalara katılmayı değil, aynı zamanda Türkiye’nin savunma ve ileri deniz teknolojileri alanlarındaki kabiliyetlerini artırmayı hedefliyor. Öğrenciler, üniversitenin teknik imkânları, Teknopark destek programları ve sponsor katkılarıyla sistemlerini sahada test ederek geliştiriyor.

ARAÇ, SAVUNMA SANAYİİNDEKİ BİRÇOK ALANDA KULLANILABİLECEK

Ekipte üyelerinden Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Abdullah Baysal, “Mevcut projemiz, Otonom İnsansız Deniz Aracı (İDA) projesi. Bu aracın amacı, yer kontrol istasyonundan verilen görevleri, kendi bünyesindeki makine öğrenmesi algoritmalarıyla analiz edip, otonom bir şekilde yerine getirmek. Projemiz, savunma sanayiindeki birçok platformda rahatlıkla kullanılabilecek potansiyele sahip. Diğer projelerden farkı ise su üzerindeki davranışlarını kendi belleğinde tutup, bu verileri analiz ederek kendini sürekli geliştirmesi. Yani bir sonraki adımını daha güçlü ve kararlı biçimde atabilen bir sistem tasarlıyoruz" diye konuştu.

KRİTİK TASARIM RAPORU AŞAMASINDA 92.8 PUAN ALINDI

Türkiye’de son 15 yılda savunma sanayine verilen önem sayesinde mühendislik alanında çok büyük bir kazanım elde edildiğini söyleyen Baysal, "Ben de şu anki takım arkadaşlarımla bu alanda bir savunma sanayi firması kurmayı hedefliyorum. Özellikle insansız deniz aracı platformu üzerine odaklanmak istiyoruz. Devletimiz bu alanda girişimciler için çok ciddi destekler sunuyor. Bu yıl ilk defa TEKNOFEST 2025 İnsansız Deniz Aracı Yarışması’na katıldık. Kritik Tasarım Raporu aşamasından 92.8 gibi oldukça yüksek bir puan aldık. Uçtan uca sistem mimarimizin beğenilmiş olması bizim için çok önemliydi. Şimdi hedefimiz, final etabına şampiyon olarak çıkmak ve projemizin uluslararası arenada da rekabetçi olduğunu kanıtlamak. Uzun vadede, bu sisteme silah entegre ederek savunma uygulamalarında kullanılabilir hale getirmeyi amaçlıyoruz" dedi.

YILDIZ KAŞİFLERİ PROGRAMI'NDAN ÜRÜN HİBE DESTEĞİ KAZANILDI

Takımın 2012’den bu yana, iki yılda bir olmak üzere Hollanda, Monako ve İtalya’daki güneş enerjili tekne yarışmalarına katıldığını anlatan Baysal, "Bu yarışmalarda ikincilik, üçüncülük, dördüncülük ve cesaret ödülü gibi birçok başarı elde ettik. Bu alanda da ülkemizi temsil eden tek Türk takımı olmanın gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.

İNSANSIZ DENİZ ARACI'NDA GÖRÜNTÜ İŞLEME TEKNOLOJİSİ DE BULUNUYOR

Aracın çalışma alanlarını anlatan Baysal, “Tüm bu destekler sayesinde geriye sadece bizim çalışmamız kalıyor. Geliştirdiğimiz İnsansız Deniz Aracı’nda görüntü işleme teknolojisi de bulunuyor. Bu sayede liman ve deniz yangınları, korsan saldırıları ya da Ege Denizi’nde yaşanan çatışma ve gerilim gibi durumlarda etkin bir şekilde gözlem ve izleme görevleri üstlenebiliyor. Ayrıca sistem, savunma sahasında kamikaze insansız deniz saldırı aracı olarak da kullanılabilir. Bunun dışında farklı deniz üstü platformlarla entegre edildiğinde çok çeşitli amaçlara hizmet edebilecek esnek bir yapı sunuyor. Hem sivil hem de askeri alanda çok yönlü bir çözüm sunma potansiyeline sahip" ifadelerini kullandı.

‘DIŞA BAĞLILIĞIMIZ YOK’

Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği öğrencisi 3’üncü sınıf öğrencisi Yusuf Buğra Sancaktutar ise “Genelde otonom araçlarda güvenlik açıkları oluşabiliyor. Ancak burada en önemli şey, kullandığınız yazılımın size ait olup olmadığı. Biz dışarıdan bir yazılım değil, tamamen kendi geliştirdiğimiz, milli kodlarımızı kullanıyoruz. Bu nedenle güvenlik açığımız minimum seviyede. Yapay zekâ, makine öğrenmesi ve tüm algoritmalarımızı ekibimizle birlikte biz yazdık. Diğer iki aktif teknemiz ise hydrofoil sistemine sahip. Elbette bu sistemlerde de güvenlik açıkları olabilir, ancak burada da hem mekanik hem de yazılımsal altyapıyı kendimiz geliştirdiğimiz için dışa bağımlılığımız yok. Yani tamamen öğrenci ekibi tarafından geliştirilen milli yazılımlar kullanıyoruz. Bu sayede güvenlik açısından en düşük risk seviyesindeyiz" diye konuştu.

Sancaktutar, “Bu iki hidrofoil tekne, sürtünmeyi minimize eden özel tasarıma sahip. Bu yönüyle savunma sanayi başta olmak üzere farklı sektörlerde de kullanılabilecek düzeyde. Dünyada hızla gelişen bu sektöre biz hidrofoil teknolojisiyle giriyoruz. Türkiye’de bu işi yapan tek takımız. Dünya genelinde ise bu teknolojiyi geliştiren yalnızca 4-5 büyük şirket var. Biz bu işi bir öğrenci takımı olarak yapıyoruz. Gelecekte savunma sanayi, toplu taşıma gibi pek çok alanda kullanılabilir bir noktaya getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca güneş panelleri kullandığımız için doğa dostu, çevreci bir sistem geliştirdiğimizi söyleyebilirim" dedi.

ŞİRKETLEŞME HEDEFİ

Sancaktutar, “Yıldız Teknik Üniversitesi’nin desteğiyle, üniversite bünyesinde bu projeyi geliştirerek şirketleşmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de hidrofoil teknolojisini geliştiren tek takımız. Takım haricinde şirket olarak baktığınızda da dünyada bu işi yapan 4-5 firma var. Amerika’da bu teknoloji yalnızca yarışmalar için kullanılıyor. Biz ise Türkiye’de bunu geliştiren, şirketleşme yolunda ilerleyen tek üniversite öğrenci takımıyız” dedi.

Kaynak: DHA