Emrullah CESUR/ORDU,(DHA)- ORDU’da kahverengi kokarca tehlikesine karşı mücadele toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, “Geliştirdiğimiz ‘sisleme yöntemi’ ile kokarca popülasyonunu yüzde 80 oranında bitirme ihtimalimiz var” dedi.
Karadeniz’de özellikle Ordu ve çevresinde fındık mahsulüne büyük zararlar veren kahverengi kokarcaya karşı mücadele çalışmaları devam ediyor. Ordu Valiliği ve Ordu İl Tarım Müdürlüğü’nün çalışmalarının yanı sıra belediyeler ve ziraat odaları da çalışmalarda etkin rol oynuyor. Bu kapsamda Altınordu Ziraat Odası ve Altınordu Belediyesi işbirliğinde, ‘kahverengi kokarcaya karşı mücadele toplantısı’ gerçekleştirildi. Toplantıya Altınordu Belediye Başkanı Ulaş Tepe, Altınordu Ziraat Odası Başkan Atakan Akça ve ilçede görev yapan muhtarlar katılım sağladı. Toplantıda konuşan Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, kahverengi kokarcaya karşı kışlak mücadelesinde ‘etkin mücadele’ için yeni bir ilaçlama modeli geliştirdiklerini anlattı. Muhtarlar öncülüğünde ziraat odasının kurduğu ekiplerle yapılacak ilaçlamada önemli ilerleme kaydedilmesini beklediklerini ifade eden Akça, “Bazı vatandaşlarımız kokarca şu an kaybolmuş algısına kapılmış olabilirler. Aslında kokarca şu an tam istediğimiz pozisyonda. 1 Eylül ile 1 Kasım arasında bahsettiğimiz 'cezbet ve yok et' yöntemiyle, feromon kokusuyla mücadele ettik. Birçok arkadaşımız bu uygulamayı birebir yapmaya çalıştı ve önemli bir kokarca popülasyonu yok oldu. En önemli mücadele kokarca ile kışlak mücadelesidir. Bu mücadele dünyada ilk kez Ordu’da yapılıyor. Geçen sene hiçbir şey bilmememize rağmen, Sayın Valimizin öncülüğünde yapılan toplantıda herkesin katkısıyla 40 bine yakın kışlak ilaçladık. Bütün riskleri alarak yaptık ve başarısını gördük. Artık daha tecrübeliyiz. Bu sene ne yapacağımızı çok daha iyi biliyoruz. Eğer bu yıl mücadeleyi tam isabetle yapabilirsek kokarca popülasyonunu yüzde 80 bitirme ihtimalimiz var” dedi.
‘ETKİLİ VE HIZLI İLAÇLAMA ŞANSIMIZ VAR’
Yaklaşık 50-60 günden beri kokarcayı hangi yöntemle daha çok bertaraf edebiliriz diye denemeler yapıldığını anlatan Akça, “Sonucunda da sisleme yöntemi ile iki ilacı birbirine katarak mükemmel sonuçlar elde ettik. 26 Ağustos'ta bir işçi evini ilaçladık, muhtarımız geldi ve bugün dahi kokarca ölümleri devam ediyor dedi. Gerçekten çok önemli, etkin bir sistem. Bu ilaçlamayla bu mücadeleyi sürdürmeyi düşünüyoruz. Burada bir mecburiyet yok; fakat yapmamız gereken bir durum var: Bu ilin geçim kaynağı fındık. Herkes bundan geçiniyor. Bu ürünü korumamız gerekiyor. Valilikten köylerde ekip kurulmasıyla ilgili bir istekte bulunduk. Kurulan ekipler sulu sistemle ilaçlama yapacak. Örneğin, bir çatıya ne verirseniz verin tamamını ilaçlama şansınız yok. Bizim denediğimiz sisleme yöntemiyle 5 dakikada ilaçlayabiliyorsunuz. Planladığımız ilaçlama yönteminde bir Alman makinesi aldık. Kruvazitör ile yapılan ilaçlamada ilaçlar yalnızca 160 zerreciğe bölünüyor. Mazotlu makineyle ilaç 3 bin 600 parçacığa dönüşüyor, bizim aldığımız Alman makinesiyle ise ilaç 8 bin parçacığa bölünüyor. İçerisinde gliserin var, insan sağlığına direkt etki etmeyecek, yeseniz bile bir şey yapmayacak. Dolayısıyla bununla etkili ve kısa sürede büyük alanları ilaçlama şansımız var” diye konuştu.
‘BAŞARISIZ OLMA ŞANSIMIZ YOK’
Mahallelerde yapılacak ilaçlamalarda muhtarların ve vatandaşlarının rolünün önemli olduğuna değinen Akça, yapılacak çalışmalarla ilgili detayları paylaştı. Akça sözlerini şöyle sürdürdü;
“Altınordu Ziraat Odası olarak makineleri satın aldık, 10 kişilik ekip kuruyoruz. Başlarına birer ziraat mühendisi koyarak, köylerde çatı araları, bacalar, ahırlar, kullanılmayan evlerin bacalarını; dışı sıvasız evlerin tuğlalarının içini ve dışını; harabe evlerin tamamını ilaçlayacağız. Hane başı 150 lira gibi cüzi bir miktar alacağız; bu ücret yalnızca işin maliyetini karşılayacak. Kokarca hiç hayal etmediğimiz yerlere yerleşiyor. Hiçbir yeri atlamadan etkili bir yöntemle bu mücadeleyi yapmayı düşünüyoruz. Doğru zaman, doğru teknik ve doğru ilaçlama ile bu mücadeleyi yaparsak başarısız olma şansımız yok.” (DHA)