Gökhan İÇKİLLİ/SAMSUN, (DHA)- SAMSUN’da Türkiye’nin sahip olduğu zengin kültürel mirası genç nesillere aktarmak gayesiyle ve kültürel bilincin oluşmasına katkı sağlamak üzere MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Orta Öğretim Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu işbirliğiyle ‘Köklerimizin İzinde Kültürel Miras Yolculuğu’ etkinliği düzenlendi.
Samsun Olgunlaşma Enstitüsü’nde düzenlenen etkinliğe MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Tuba Korkmaz, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, İl Milli Eğitim Müdürü Murat Ağar, Samsun Olgunlaşma Enstitü Müdürü Arzu Yıldırım, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. ‘Köklerimizin İzinde Kültürel Miras Yolculuğu’ adıyla düzenlenen programda, İbrahim Tanrıverdi Sosyal Bilimler Lisesi ve Atakum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri, Samsun Olgunlaşma Enstitüsü'nde atölye çalışması yaptı.
KÜLTÜREL MİRAS, TOPLUMSAL KİMLİĞİMİZİN VE AİDİYETİMİZİN TEMELİDİR
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İl Milli Eğitim Müdürü Murat Ağar, “Bir toplumun kimliğini oluşturan, geçmişle bağını canlı tutan ve gelecek vizyonu şekillendiren en önemli unsurlardan birisi hiç süphesiz kültürel mirasımız. Kültürel miras bizi biz yapan değerlerin ortak hafızamızın ve toplumsal aidiyetimizin de temelini oluşturur. Bakanlığımızın son dönemde oluşturduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye adlandırdığımız programda aslında tam bu amaç için gençlerimizi yetiştirmek, onlara değer katmak üzerine çalışmalarımızın temasını oluşturdu. Gerçekten tarihini bilen, tarihinin her dönemiyle barışık, eleştiren, bugünün değerlerini yaşayan, gelecekte köprü kurabilen bir nesil yetiştirmek aslında programın özünü oluşturuyor. İyi niyetli, bilgili ama belki buna beceriyle örtüştürebilen, bunu bir beceri olarak sergileyebilen gençlerimizi görmek istiyoruz. Bunun için de aslında tüm çabamız, tüm gayemiz buna ulaşmak üzere verdiğimiz emekten ibaret” dedi.
KÜLTÜRLERİMİZİ KORUMALIYIZ
Küreselleşmeyle birlikte kültürel çeşitliliğin tehlike altında olduğunu belirten UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, “UNESCO daha çok koruma kurumu olarak yani vizyon olarak koruma kurumu olarak öne çıkıyor. Burada da 3 şeyi korumak istiyor UNESCO. Birincisi kültürel çeşitliliği korumak istiyor. Nedir bu kültürel çeşitliliği korumak? İnsanlık bildiğiniz gibi bu küreselleşme dediğimiz süreçten önce daha farklı, daha özellikli alanlara sahipti. Bunlar küreselleşme ile birlikte pek çoğu unutulmayan kentler, göçler, sanayileşme gibi konular çeşitliğimizi, renklerimizi epeyce bir azalttı. Dikkat ederseniz eğer şu anda hepimize mesela dünyada 19. yüzyılda giyim üzerine çalışmak, yemek kültürü üzerine çalışmak çok önemli konulardı. Şimdi giyim, biraz önce gördük Samsun'un geleneksel kıyafetlerini. Bu bizim tarihimizde var olan kıyafetlerimiz olarak sunuldu bize. Şimdi ise hepiniz bir Amerikalı gibi, bir Çinli gibi, bir Japon gibi hepiniz aynı şeyleri giyiyorsunuz. Dolayısıyla yani gittikçe kaybolan şeyler var hayatımızda. Bu kaybolan şeyler arttıkça kültürel zenginliğimizi ve çeşitliliğimizi kaybediyoruz. Dünyanın söylediği bu. O zaman dünyada çeşitliliği kaybedersek mesela yemek konusu olacak olursa hepimiz her yerde dünyanın her yerinde aynı yemeği yersek mesela her yere seyahat ediyoruz ve hepimiz hamburger yiyoruz. Bu felaket olmaz mı? Gerçekten insanlığın felaketidir. O zaman zenginliği, yani çeşitliliği zenginlik olarak görmek ve devam ettirmek lazım. O zaman kültürleri korumalıyız. Hem milli kültürleri, hem yerel kültürleri, hem işte nüans yaratan, fark yaratan, bize esin kaynağı olabilecek kültürleri korumalıyız ve yaşatmalıyız” diye konuştu.
TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ’YLE KÜLTÜREL MİRAS DENEYİMLENİYOR
Türkiye Yüzyılı Maarif Model’nin yeni bir özgüvenle eğitim sistemine entegre edildiğini belirten MEB Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Tuba Korkmaz, “Biz Türkiye Yüzyılı Maarif modeliyle yeni bir bakış açısıyla, yeni bir özgüvenle tekrar sınıflarımıza, eğitim sisteminin içerisine katmaya başladık. Belki geç kalınmış olabilir veya program dört dörtlük olmayabilir ama her gün gelişme içerisinde sizlerin, öğretmenlerimizin desteği, öğrencilerimizin sahiplenmesiyle bu program çok daha ileri aşamalara gidecektir Türkiye Yüzyılı Maarif modeli. Bu da aslında UNESCO Milli Komitesi'yle birlikte işbirliği halinde yaptığımız bu çalışmada öğrencilerimizin hem bilgileri öğrenmesi hem de işin uygulamak kısmına katılması açısından çok önemli. Olgunlaşma enstitüleri yıllardır çok eski tarihi var. Şimdi bu ziyaretle kalmayacaksınız. Bir de burada öğrendiğiniz bilgileri deneyimleme yaparak, yaşayarak öğrenme fırsatı elde edeceksiniz. Bu çok kıymetli. Buradaki etkinliklerle belki kumaşlara dokunacaksınız. Kültürümüzün öğelerini basit şekilde de olsa tanımlayacaksınız. Belki yeteneklerinizi keşfetme fırsatı bulacaksınız. Bu çok önemli. Bu yetenekleri keşfettiğiniz zaman da kültürümüzün önemli bir parçasını yaşatmış olacaksınız. Bu çalışma çarpan etkisiyle çok ileri boyutlara taşınacağına eminim. Bu bizim için çok kıymetli bir aşama olacaktır” dedi.
GENÇLER KÜLTÜREL MİRASLA GELECEĞE YÖN VERECEK
Kültürel mirasın korunması ve yaşatılmasında eğitimin belirleyici rolüne dikkat çeken Korkmaz, “Geçmişimizi bilmeyen geleceğe yön veremez demiş Mustafa Kemal Atatürk. Hepimiz geçmişimizi öğrenmeliyiz ve geçmişimizde birlikte çalışmayı bilmeliyiz, öğrenmeliyiz. Bu bizim en önemli vazifelerimizden birisi. Kültürel mirasın korunması, yaşatılmasında eğitim çok önemli. Şu an eğitim okulların yerine farklı modeller, dijital ortamlar yavaş yavaş yerini bırakmaya başlasa da el emeği, göz nuru dediğimiz veya kültürümüzün doğal öğeleriyle beslenme dediğimiz kısımlar da aslında bize çok uzak olmamalı. Bunlarla birlikte yaşamayı da öğrenmeliyiz. Kültürümüzün korunması, yaşatılması, kültürel mirasın öğrenilmesi, kimlik inşa etme yönünde öğrencilerimizin çünkü artık küresel yani istesek de istemesek de küresel bir dünyada yaşıyoruz. Hareketliliklerin çok fazla olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ama kendimizi, benliğimizi, özümüzü kaybetmeden dünya insanı olabilmeyi de başarmamız bizim açımızdan çok önemli. Tabii gençler burada geleceğe yön veren sizler olacaksınız. Bu vizyonla yetişmeniz, Türkiye Yüzyılı Maarif modelinin geçmiş kültürel birikimlerini geleceğe taşımayı sağlamanız hem modern dünyadaki standartlara ulaşmanız açısından hem de öz değerlerimize sahip çıkmanız açısından çok önemli” diye konuştu.
GENÇLER KÜLTÜRÜ DENEYİMLEYEREK ÖĞRENİYOR
Gençlere kültürel miras bilinci kazandırmak amacıyla düzenlenen etkinlik kapsamında 76 öğrencinin 14 farklı atölyede geleneksel sanatla buluştuğunu ifade eden Samsun Olgunlaşma Enstitü Müdürü Arzu Yıldırım, “Ülkemizin sahip olduğu zengin kültürel mirası genç nesillere aktarma gayesiyle ve kültürel bilincin oluşmasına katkı sağlamak üzere MEB Avrupa Birleşik İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Hayat ve Öğrenme Genel Müdürlüğü ve UNESCO işbirliği ile birlikte bir etkinlik yapılıyor şu anda. Etkinlik kapsamında 2 ayrı okulumuzdan öğrenciler tespit edildi. Şu an 76 öğrencimiz var ve bu öğrencilerimiz kurum binamızın içerisindeki 14 ayrı atölyede çalışma yapacaklar. Örneğin Ebru atölyemiz var, seramik atölyemiz var, cam atölyemiz var. Çocuklar sanatsal anlamda deneyimleme fırsatı bulacaklar. Bizim kendi kültürümüzü tanıma fırsatı elde edecekler. Gerçekten bir materyale, bir malzemeye dokunma fırsatı bulacaklar. Yaparak, yaşayarak öğrenmeyi deneyimleyecekler. Bu noktada yapılan çalışmalar tabii ki çok kıymetli. Her 2 genel müdürlüğümüze de tabii bu anda teşekkür ediyoruz. Çünkü böyle bir fırsatı da yakalama imkanı bulduk. Malum gençlerimiz son yıllarda biliyorsunuz sosyal medyada vesaire daha çok zaman geçiriyorlar. Bu tarz etkinliklere pek sık katılmıyorlar. Bu noktada tabii ki bize de düşen bu kültürümüzü, bu geleneğimizi çocuklarımıza, gençlerimize en iyi şekilde anlatmak, onlara bu işi miras bırakmak. Zaten bütün gayemiz, hedefimiz de bu” dedi.
Konuşmaların ardından UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Kültürel Miras İhtisas Komisyonu Üyesi Prof.Dr. Özlem Karakul ‘UNESCO Somut Dünya Mirası’ ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Olmayan Kültürel Miras İhtisas Komitesi Üyesi Doç.Dr. Ahmet Erman Aral ‘Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ isimli sunumlarını yaptı. Ardından Samsun Olgunlaşma Enstitüsü’nde bulunan geleneksel el sanatları ve Türk motiflerinden oluşan sergi gezildi ve öğrenciler de 14 farklı atölyede somut ve somut olmayan kültürel miras öğeleri tanıtıldı. (DHA)